Genel
Polis kurşunuyla öldürülen Orhan Günbay’ın ağabeyi: Kardeşimi birlikte uyuşturucu kaçırdığı polisler öldürdü

Göçmen kaçakçılığı yaparken Bitlis’in Ahlat ilçesinde öldürülen AKPKK üyesi Orhan Günbay’ın ağabeyi Hanifi Günbay, kardeşinin polislerle işbirliği yaparak mülteci ve kokain taşıdığını öne sürdü. Günbay; “Kardeşim mültecileri taşıyordu. Polisler ise malın varış noktasına kontrollü şekilde ilerlemesini sağlıyordu. Kardeşim dik kafalılık yapınca öldürüldü” dedi.
Göçmen kaçakçılığı yapan Orhan Günbay 16 Aralık 2019 tarihinde Bitlis’in Ahlat ilçesinde polisin ‘dur’ ihtarına uymadığı gerekçesiyle açılan ateşle öldürüldü. Günbay’ı öldüren polislere açılan davada Bitlis 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti 4 sanık polise müebbet hapis cezası verdi. Orhan Günbay’ın ağabeyi Hanifi Günbay kardeşinin ölümüne ilişkin Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı’na, Adalet Bakanlığı’na defalarca dilekçe yazdı. Dilekçelerinde çarpıcı iddialarda bulunan ağabey Günbay açıklamalarda bulundu.

Kardeşinin öldürülmeden 6 ay önce göçmen kaçakçılığı yaptığını aktaran Orhan Günbay, “Daha öncesinde İstanbul’daydı. Memlekete dönünce bu işe başladı. İlçede kardeşimin uzun yıllardır arkadaşlık yaptığı polisler vardı. Bu polisler kardeşimin borcu olduğunu bildikleri için onu bu işin içine çektiler” dedi.
Kardeşinin Van’dan Bitlis’in ilçeleri Adilcevaz ya da Tatvan’a gelen mültecileri alarak Muş’a bıraktığını aktaran Günbay, “Mülteciler üzerlerinde kokain taşıyormuş. Kardeşim ve işbirliği yaptığı polisler malın varış noktasına kontrollü şekilde ilerlemesini sağlıyordu. Kardeşim kokain taşınması işini sonradan öğrendi. Dik kafalılık yapınca ise öldürüldü. İşbirliği sadece polislerle de değil Bitlis milletvekillerinden birinin iki yeğeni de bu işin içerisinde” iddiasında bulundu.
Kardeşinin öldürülmeden önce Ahlat AKPKK ilçe teşkilatında çalışan yakın bir arkadaşına giderek, “65 bin TL param var. Bana bir şey olursa bunu çocuklarıma ilet” dediğini aktaran Günbay, “Kardeşim o arkadaşına polisler ‘beni öldürecek’ demiş. Parasını arkadaşına bırakmak istemiş. Arkadaşı ise ‘ilçede bulunan kuyumcuya bırakalım daha güvenli olur’ deyince söz konusu parayı beraber kuyumcuya bırakmışlar. Öldürülmeden 3-4 gün önce ise kardeşim yana yakıla bir hafıza kartı arıyormuş. Bunlarla ilgili bir veri biriktiriyordu muhtemelen” ifadelerini kullandı.
“32 km hızla giden kardeşimin aracına ateş ediyorlar” diyen Günbay, “Bir polis araçtan o telefonu alıyor. Bunlar kamera kayıtlarında var. Ancak telefon hiç bulunamadı ve inceleme yapılamadı” dedi.
Genel
SADAT’ın ortağı konuştu: “Devletin silahlarını dışarıya satıyoruz”

SADAT’ın ortaklarından olan Mehmet N. Efe, ASELSAN’ın ve MKE’nin ürettiği askeri ürünleri, yurtdışında sattıklarını açıkladı. Efe, yurtdışındaki faaliyetleri hakkında Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi olduğunu da söyledi.
Yönetim kurulu üyelerinden Mehmet Naci Efe yurtdışındaki faaliyetlerinin Dışişleri Bakanlığı’nın bilgisi dahilinde olduğunu söyledi. Tam adı Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. olan kurumla ilgili Efe, BirGün’den İsmail Arı’nın sorularını yanıtladı.
Naci Efe’nin verdiği yanıtların bazıları şu şekilde:
Silahlı gruplara eğitim veriyor musunuz?
Ben SADAT’ın ortaklarından biriyim ve yönetim kurulundayım. İnternet sitesinde eğitim verildiği yazsa da eğitim vermiyoruz. ASELSAN’ın, Makina Kimya Endüstrisi’nin (MKE) ürettiği ürünleri, yurtdışında müttefik olduğumuz ve ülkemizin izin verdiği ülkelere götürüp satıyoruz.
ASELSAN ve Makine Kimya ürettiği silahları ve mühimmatları neden kendisi doğrudan satmıyor? Siz neden aracısınız?
ABD’nin böyle 77 tane şirketi var. Türkiye’de böyle şirketler var ama bir şekilde SADAT’ın üzerine gidiliyor. Mesela Suudi Arabistan beş tane Amerikan şirketinden hizmet alıyor. Kara, hava kuvvetleri için hatta Mekke ve Medine’nin güvenliği için de böyle hizmetler alıyorlar.
SADAT askeri mühimmat satışı mı yapıyor?
Örneğin; bir müttefik ülke bizden teklif istiyor ve biz her yere yazıyoruz. Dışişleri Bakanlığı’na yazıyoruz, ‘Bu ülke bizden teklif istedi’ diyoruz. ‘Tamam, sıkıntı yok’ denirse, örneğin MKE’nin ürününü istemişse onlarla bir araya getiriyoruz. Sonra ‘Ben bunu nasıl kullanacağım?’ diye sorduklarında da anlatıyoruz. SADAT, Türkiye’den izinsiz teklif dahi vermedi. Ben vatanımda üretilen ürünü Afrika ülkelerinde, İslam ülkelerinde pazarlayan ve satan bir kurum haline geliyorum. Bedava hizmet veriyorum ne güzel.
İnternet sitenizde gayrinizami harp eğitimi (pusu, baskın, yol kapaması, sabotaj) verdiğinizden bahsediyorsunuz. Bu eğitimleri verdiniz mi?
Biz sadece fikir veririz. ‘Şunu böyle böyle yapacaksınız’ deriz. Şu ana kadar da kesinlikle yapmadık. Bizden teklif isteyenler oldu ama yapmadık.
Siz hangi ülkelerle iş yapıyorsunuz? Libya’yla iş yaptığınız biliniyor…
Libya’da biz herhangi bir hizmet vermiyoruz. Bizden teklif istediler ama biz hizmet vermedik. Sudan’dan teklif istediler ve orada danışmanlık hizmeti veriyoruz. Verdiğimiz hizmet şu, oradaki silahlı kuvvetlere askeri tesisler inşaatı yapılması için bir proje hazırladık. Onu da bir inşaat firmasıyla birlikte danışmanlık hizmeti vererek yaptık. Cesaret parkuru dediğimiz, atlama, zıplamayla ilgili bir sportif faaliyet alanı yapıldı. Biz başka hiçbir ülkede eğitim, hizmet vermedik. Keşke verebilsek ama…
Bütün bunlardan ne kadar kazanıyorsunuz?
Keşke milyon dolarlar kazansaydık da biz de bu ekonomik krizde zor durumda olmasaydık.
Avrupa
Yunan medyası: Artık kimse Yunanistan’ı desteklemiyor, ciddiye almıyor

Yunan medyası, “Rusya tehdidinin Yunanistan ve Türkiye’yi yakınlaştırdığını ve ilişkileri düzeltmekten başka seçeneğimiz olmadığını söylüyorlar. Ama işler öyle gözükmüyor. Türkiye bu savaştan güçlenerek çıkacak. Müzakereci olarak ateşkes veya bir tür anlaşma sağlamada başarısız olsa bile yine de güçlenmiş olarak çıkacak çünkü tarafları bir araya getiren oydu. Dünyanın geri kalanının gözünde Türkiye’nin prestijinin yükseldiğini anlayabiliriz” ifadelerini kullandı.
“Türkler F-16 anlaşmasını kongreden geçirecekler”
Yunanistan’ın müttefiki olan ülkelerin taraf değiştirerek Türkiye’ye yönelmeye başladığını aktaran Yunan medyası şunları kaydetti:
“Müttefiklerimiz olan Doğu Akdeniz ve Körfez ülkelerinin Türkiye’ye doğru taraf değiştirdiklerini görüyoruz. Bir süre önce Erdoğan ile görüşmeyi istemeyen ABD bile Antony Blinken ile (ABD Dışişleri Bakanı) Türkiye’yi benimsedi ve ne yazık ki Türkler Amerikan Kongresinden F-16 anlaşmasını geçirmeyi başaracaklar. Hemde S-400’lerle ilgili hiçbir taviz vermeden.”
Türkiye’nin giderek daha bağımsız bir hale geldiğine vurgu yapan Yunan medyası şöyle devam etti:
“Avrupa’da genel olarak tehdidin Rusya’dan geldiğine dair büyük bir odak var. Bütün kuzey ve doğu ülkeleri sürekli bu tehlikeyi (Rus tehdidi) konuşuyorlar. Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) Türkiye’den bir tehdit olduğunu ne yazık ki Avrupalı ortaklarımıza ve NATO’ya doğru bir şekilde anlatamadı.”
“Bizi artık ciddiye almıyorlar”
Batılı devletlerin Türkiye’yi “ortak” olarak tanımladığını aktaran Yunan medyası,
“Türkiye tehdit olarak kaydedilmiyor. İki AB üyesi ülkenin (Yunanistan ve GKRY) tehdit altında olduğunu bile söylemiyorlar. Haklı olduğumuza kimseyi ikna edemedik. Herkes sadece Rusya’ya odaklandığından gerçekçi olmayan bir ülke gibi görünüyoruz” dedi.
Gündem
Ekmek, makarna ve ete zam gelecek

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), buğday ve yem fiyatının artması nedeniyle önümüzdeki 4 ay boyunca ekmek, makarna, un, bulgur, tahıl ürünleri ve ete zam geleceğini bildirdi.
TCMB, tahıl fiyatlarındaki artışın tüketici enflasyonunda 17 puanlık artışa yol açacağına hesapladı.
Merkez Bankası, buğday ve yem fiyatlarının gıda enflasyonuna etkisini ortaya koyan kritik bir analiz çalışması yayımladı. Çalışmada, önümüzdeki dönemde yaşanacak gıda zamlarına ilişkin şu tespitler yapıldı:
“2020 yılında yaşanan kuraklık ve döviz kurundaki artışla beraber ekmeklik buğday fiyatları artış eğilimine girmiştir. Devam eden jeopolitik görünüm, uluslararası buğday fiyatları ve tedarik sıkıntıları kanalıyla ekmek, makarna, un, bulgur ve fırın ürünleri üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Rusya-Ukrayna çatışmasının etkisiyle 23 Şubat-18 Nisan arasında yurtiçi ekmeklik buğday fiyatları yaklaşık yüzde 28.3 oranında artmıştır. Teknik tahminler yurtiçi buğday fiyatlarındaki yüzde 10 oranındaki bir artışın tüketici ekmek-tahıl enflasyonuna yansımasının 4 aylık bir süre zarfında 6 puan civarında olduğuna işaret etmektedir. 23 Şubat-18 Nisan arasında buğday fiyatlarının yüzde 28.3 arttığı dikkate alındığında, diğer faktörlerin (kur, mazot, tedarik zinciri) etkisi sabitken bu gelişmenin ekmek tahıl grubuna olası ek etkisinin 17 puan civarında olacağı hesaplanmaktadır.”
Merkez Bankası çalışmasında, tahıl ve yağlı bitkilerdeki fiyat artışlarının yurtiçi yem fiyatlarını, bunun da kırmızı ve beyaz et, yumurta ile süt ve süt ürünleri üzerinde zam baskısı yarattığı belirtildi. Çalışmada, “Bu durum dikkate alındığında, jeopolitik gelişmeler dış fiyat baskıları kanalıyla tüketici gıda fiyatları üzerinde kayda değer etkiler oluşturmaktadır” denildi.
-
Gündem1 hafta önce
“Türkiye patlama noktasında”
-
Gündem1 hafta önce
Devlet sistemi her yerinden çöküyor
-
Amerika6 gün önce
Her 5 dakikada bir kişi öldü
-
Dünya4 gün önce
Un ve ekmek krizi kapıda
-
Gündem7 gün önce
AKPKK’li Tevfik Göksu’ya suç duyurusu
-
Genel20 saat önce
SADAT’ın ortağı konuştu: “Devletin silahlarını dışarıya satıyoruz”
-
Türkiye1 gün önce
Vahim iddia: Devlet kadroları parayla mı satıldı?
-
Gündem1 gün önce
“Suriyeliler dönmezse bir süre sonra Türkler azınlığa düşer”
Yorumlar