Gündem
Türkiye’de yeni ilaçların yüzde 79’una erişilemiyor

Avrupa’da onay olan ilaçların yüzde 79’u Türkiye’de bulunamıyor. Nedeni ise fiyat politikası.
Türkiye’deki ilaç pazarının yüzde 50’sini temsil eden Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği (AIFD), fiyat politikasında değişikliğe gidilmesinin sorunun çözümüne önemli katkı sağlayacağı görüşünde.
Derneğin başkanı Dr. Mete Hüsemoğlu özellikle yeni ilaçlar için fiyat düzenlemesinin güncellenmesi gerektiğini belirtti. Hüsemoğlu, “EFPIA’nın 2022 raporuna göre Türkiye, Avrupa’da onay almış olan yeni ilaçların yüzde 79’una erişemiyor. Bunun nedeni fiyat politikası” dedi.
Dünya gazetesinin haberine göre, Hüsemoğlu, şubatta yapılan ilaç fiyatlandırmasına esas euro kuru güncellemesi sonrasında hala görüşülmesi gereken başlıklar olduğuna dikkat çekti. “İlaç tedariğinin aksamadan sürdürülebilmesi için bu sektörün birçok açıdan dövize bağlı olduğu unutulmamalı. Bizler en azından dövizdeki bu hareketli dönem normalleşinceye kadar fiyat güncellemesinin yılda iki üç kez yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Türkiye’de ilaç fiyatları Avrupa’daki en ucuz fiyatın yüzde 15-20’si düzeyinde. Bu da pek çok açıdan sorun oluşturuyor” diyen Hüsemoğlu, özellikle dünyada yeni onay almış ilaçların erişilebilirliğine dikkat çekti.
Hüsemoğlu’nun verdiği bilgilere göre Türkiye’deki hastalar, son üç yılda Avrupa Birliği’nde onay almış yeni ilaçların yüzde 79’una erişemiyor. Hüsemoğlu, görüşlerini Avrupa İlaç Üreticileri ve Birlikleri Federasyonu’nun (EFPIA) 2022’de yayımladığı Hastaların Yenilikçi Tedavilere Erişimi Beklemeleri Raporu’na dayandırdı. Raporda Türkiye’nin 2020’de herhangi bir yeni ilacı geri ödeme sistemine almadığı belirtilirken, son üç yılda yeni ilaçların sadece yüzde 21’inin Türkiye’ye geldiği görülüyor.
Dr. Hüsemoğlu, “Yeni ilaçların Türkiye’ye gelmesinde ciddi zorluklar var. Türkiye’de kapsayıcılık açısından çok cömert bir sağlık sistemi var. Sağlık hizmetine erişimi iyileştirme açısından Sağlık 1.0 olarak adlandıracağımız süreç başarılı. Bundan sonra sağlık hizmetinde kaliteyi artırmaya yönelik Sağlık 2.0’ı konuşmamız gerekiyor. Yeni ilaçlar için fiyatlandırma sisteminin yeniden kurgulanması gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.
Gündem
“Suriyeliler dönmezse bir süre sonra Türkler azınlığa düşer”

Suriyelilerle ilgili yeni açıklamalarda bulunan Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, “Mülteciler ya dönmezlerse?” sorusuna “Dönmezlerse demografik olarak bir süre sonra azınlığa düşeriz” dedi. Savaş, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın ortak bir masada buluşarak mülteci konusunda çözüm bulması gerektiğinin altını çizdi.
Mülteci sorunu tartışma konusu olmaya devam ederken Suriyelilerin en fazla yaşadığı Hatay’ın Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, yeni açıklamalarda bulundu.
Hürriyet yazarı Handa Fırat’a konuşan Savaş, Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı’nın ortak masada buluşarak mülteci konusunda çözüm bulması gerektiğini belirtti.
Savaş, “Şu an Suriyelilere sınırlarımız içinde harcanan para artık Suriye’nin içinde dönüş koşullarının hızlandırılması için harcanmalı. İktidar artık Şam rejimi ile köprü kurmalı. Hiç barışmayız dediğimiz her ülke ile barıştık. Suriye Müslüman bir ülke, Osmanlı döneminde topraklarımızdı, sebebini bile bilmediğimiz savaş nedeniyle iki devlet karşı karşıya kaldı. İktidar bu sorunu çözmeli. Kendi din kardeşlerimizle niye küsüz?” diye sordu.
TÜRKLER AZINLIK OLUR
“Peki ya dönmezlerse?” sorusuna yanıt veren Savaş, “Demografik olarak bir süre sonra azınlığa düşeriz. Türkiye en karanlık senaryoyu düşünerek önlem almalı” dedi.
Hatay’ın tarihi özel durumunu da hatırlatarak, “Bir kopma yaşanma tehlikesi mi var?” sorusuna da Savaş, “Hatay, Atatürk’ün emanetidir. En son kopacak yer Hatay’dır. Türkiye’nin bir karış toprağını kimse koparamaz ama uyanık olmak gerekir” yanıtını verdi.
Savaş, Hatay’da son 5 yılda çiftçi sayısının 36 binden 9 bine düştüğünü belirterek, “Suriyeliler çiftçilik yapmaya başladı. Girdiler çok yükseldi, küçük çiftçiler topraklarını terk etti. Şehir merkezine göç etti. Gettolar oluştu” diye konuştu.
Gündem
AKPKK’li Tevfik Göksu’ya suç duyurusu

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin AKPKK Grup Başkan Vekili ve Esenler Belediyesi Başkanı Tevfik Göksu hakkında belediyeyi 17 milyon TL zarara uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’nin AKPKK Grup Başkan Vekili ve Esenler Belediyesi Başkanı Tevfik Göksu hakkında belediyeyi 17 milyon TL zarara uğrattığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunuldu.
Esenler Belediye Meclisi’nin CHPKK’li Üyesi Kemal Şahin, Tevfik Göksu ve belediye yöneticileri hakkında yaptığı suç duyurusunda, Esenler Belediyesi’nin geri dönüşüm işini bedelsiz ve ihalesiz şekilde AKPKK eski ilçe yöneticisi Hüseyin Aydın’ın şirketine devrettiğini ve bu şekilde de milyonlarca liralık kamu zararına sebebiyet verildiği belirtti. Şahin, görevini kötüye kullanan ve kamu zararına neden olan AKPKK’li Göksu ile ilgililer hakkında soruşturma başlatılarak haklarında kamu davası açılmasını talep etti.
“Mevzuata aykırı”
CHPKK’li Şahin suç duyurusunda milyonlarca liralık geri dönüşüm vurgununa ilişkin şunları sıraladı:
“Esenler Belediyesi tarafından ambalaj atıklarının toplanması ve değerlendirilmesi işi gelir getirici bir faaliyet olmasına rağmen, Devlet İhale Kanunu uyarınca ihale ile verilmesi gerekirken belediye tarafından ihalesiz olarak 2010 yılında İstanbul Geri Dönüşüm Şirketi’ne devredilmiştir. Atık toplama işinin ihalesiz ve bedelsiz devrini belediyeyi zarara uğrattığı Sayıştay’ın 2019 ve 2020 yılı denetim raporlarında da defalarca belirtilerek belediye başkanlığı uyarılmıştır. Ancak uygulamada hiçbir değişiklik yapılmayarak atıp toplama işi aynı firmaya verilmeye devam edilmiştir.
İstanbul ve Türkiye’deki birçok belediye atık toplama işini ihale yolu ile ya da kiralama yoluyla verdiği firmalardan ciddi gelir elde etmektedir. Esenler ile nüfusu ve bütçe olarak yakın özelliklere sahip Avcılar Belediyesi atık toplama işinden ayda 118 bin TL ve yılda 1 milyon 419 bin TL +KDV gelir elde etmektedir.
Esenler Belediye Başkanı ve diğer ilgililer atık toplama işini mevzuata aykırı olarak ihale yoluyla vermeyerek kamu zararına neden olmuşlardır. Avcılar Belediyesi’nin yaptığı sözleşme dikkate alındığında belediyeye yıllık 1 milyon 419 bin TL+ KDV ödenmektedir. Bu uygulamanın 2010 yılından beri devam ettiği düşünüldüğünde Esenler Belediyesi’nin atık toplama işi nedeni ile 12 yılda uğradığı zarar 17 milyon 39 bin TL + KDV olmuştur.”
12 yıldır bedelsiz işletiliyor
Esenler Belediyesi, ilçe geneli geri dönüşüm ve ambalaj atıklarının toplaması işini, 2010 yılında eski AKPKK Esenler İlçe Başkan Vekili Hüseyin Aydın ve akrabalarının ortağı olduğu İstanbul Geri Dönüşüm Şirketi’ne verdi. Üstelik belediye, Sayıştay’ın tüm itirazlarına rağmen, 12 yıldır tesisi işleten AKPKK’li Aydın’ın şirketinden hiçbir ödeme almadı.
Tesisin bedelsiz şekilde devredilmesi, Sayıştay’ın da dikkatini çekmişti. Sayıştay 2019 yılı Esenler Belediyesi Denetim Raporu’nda şu ifadelere yer verildi: “Ambalaj atıklarının toplanması, taşınması, ayrıştırılması ve depolanması hizmetlerinin bir firmaya ihalesiz ve herhangi bir bedel alınmaksızın devredildiği tespit edilmiştir. Söz konusu hizmetlerin belediye tarafından yapılmaması veya yapılamaması durumunda, ihale mevzuatına uygun olarak bedel alınarak kiraya verilmesi kamu yararına olacaktır.”
Gündem
Devlet sistemi her yerinden çöküyor

Devlet hastanelerinden randevu almak imkansızlaştı
“Doktorlar giderse gitsin” ve “Bize sığınanları kimse gönderemez” sözlerinin Türkiye’yi nasıl etkilediğini yakın bir örnekle anlatalım. İstanbul’da birçok devlet hastanesinde randevu bile alamıyorsunuz. Yer yok! Hem yabancı yoğunluğu hem de doktor azlığı. Biraz daha açalım…
Türkiye’ye yönelik kontrolsüz göç akını ve sürekli artan sığınmacı nüfusu, sağlık sistemini de derinden etkiliyor. Devlet hastanelerinde randevu bulmak imkansızlaştı. İstanbul Avrupa yakasında oturan bir okuyucumuz bugün yaşadıklarını anlattı. Çok üzücü, dinleyelim:
“Eşimin cilt ile alakalı bir sorunu var. Biz MHRS üzerinden randevu bulamadık. Bir umut, doğrudan hastaneye gidip doktorlardan rica ederek, işlem yapmak istedik. Önce Bahçelievler Devlet Hastanesine gittik. Orada hastane çalışanlarından aldığımız cevap ‘Şu koskoca hastanede bir tane cildiye doktoru var ve o da istifa etti. Bundan sonra o da çalışmayacak’ dediler. Bunun üzerine acile gitmek zorunda kaldık. Onlar da müdahale edemeyeceklerini belirtip tekrar cildiye doktoruna yönlendirdi. Biz de kalktık Bakırköy’ün yolunu tuttuk. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesine gittik. Orada da cildiye doktorunun olmadığını ve yine aynı hastane içinde bulunan Lepra Deri ve Zührevi Hastalıklar bölümüne gitmemizi istediler. Gittik orada da bir tane cildiye doktoru var.
Rica etmek için içeri girdik, ‘Hocam bir ricamız var’ dememizle birlikte devamını getirmemizi istemedi. ‘Yeter bıktım, dayanamıyorum artık. Günde 50 kişiye randevusuz bakamam diyorum, özele gidin, devlet size özele gidin cildiye doktoru yok diyor’ dedi.
Kendince haklıydı. Ama biz de sadece tedavi olabilmek istiyorduk. Koca bir günün sonunda oradan oraya savrulduk ve çaresizce evimize dönmek zorunda kaldık. Devletin hastanesinde muayene olacak doktor bulamıyoruz.” Okuyucumuzun anlattıkları özetle böyle Küçük bir araştırma yaptım.
MHRS’ye girerek İstanbul Anadolu ve Avrupa yakasındaki devlet hastanelerinden Cildiye bölümü için randevu almak istedim. Bırakın aylar sonrasını, randevu bölümüne bile giremiyorum. Tüm Avrupa yakasındaki hastaneler için baktığımda karşıma gelen ekran böyle. Kontrolsüz göçün, giderek artan sığınmacı nüfusunun ve bozulan ekonominin sağlık sistemini nasıl felç ettiğini görüyoruz. Küstürdüğümüz doktorlar, birer birer istifa edip özele ya da yurt dışına gidiyorlar. Vatandaşlarımız randevu bile alamıyor.
-
Gündem1 hafta önce
“Türkiye patlama noktasında”
-
Gündem1 hafta önce
Devlet sistemi her yerinden çöküyor
-
Amerika6 gün önce
Her 5 dakikada bir kişi öldü
-
Dünya4 gün önce
Un ve ekmek krizi kapıda
-
Gündem7 gün önce
AKPKK’li Tevfik Göksu’ya suç duyurusu
-
Genel19 saat önce
SADAT’ın ortağı konuştu: “Devletin silahlarını dışarıya satıyoruz”
-
Türkiye1 gün önce
Vahim iddia: Devlet kadroları parayla mı satıldı?
-
Gündem1 gün önce
“Suriyeliler dönmezse bir süre sonra Türkler azınlığa düşer”
Yorumlar