Asya
Afganistan’da Taliban zulmünden kaçan binlerce Afgan, Türkiye’ye akın ediyor

ABD, Afganistan’dan çekilme sürecini hızlandırarak önümüzdeki ay sonunda tamamlamayı hedeflerken, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Taliban saldırıları nedeniyle yılbaşından bu yana 223 bin Afgan evlerini terk etmek zorunda kaldı, bu sayı sadece geçen hafta 56 binin üzerindeydi.
Taliban alan kazandıkça, Suriye’den sonra en çok mülteci üreten ikinci ülke olan Afganistan’dan yeni bir göç dalgası başlaması bekleniyor. Ancak bu kez öncekilerden farklı olarak eğitimli ve şehirli kesim de yollara düşmenin hazırlığında.
İltica ve Göç Araştırmaları Merkezi (İGAM) Başkanı Metin Çorabatır’ın verdiği bilgiye göre, Taliban’ın zaferi halinde cezalandırılmaktan korkan memurlar, bir süredir Türkiye’ye gelmenin yollarını arıyor.
Günde bin Afgan
Düzensiz göç yöntemlerine başvurmak yerine sağlık turizmi, konut alımı, eğitim gibi alternatifleri deneyen bu kişilerden çok azı şu ana dek vize alabilmiş.
“Afganistan’da Kabil hükümetinin dayanamayacağı endişesi var ve bu durum insanları göç etmeye itiyor. Bunlar arasında Kabil hükümetinin memurları, öğrenciler, yüksek düzeyli çalışanlar da var” diyen Çorabatır, bu kişilerin geçmiş yıllardaki örneklerde olduğu gibi ülkeleri karayoluyla aşarak Türkiye ve oradan da Avrupa’ya gitmeyi denemek yerine, bir şekilde vize alarak Türkiye’de güvenli bir gelecek kurmak istediklerini söylüyor.
Suriyelilerden sonra en çok Afgan sığınmacı bulunuyor
Taliban’ın nüfuz alanı genişledikçe Afganistan’dan İran ve Pakistan yönüne göç dalgası başlarken, Afganların İran’dan sonraki ikinci durağı ise Türkiye.
ABD’nin Afganistan’dan çekilmeyi hızlandırmasıyla Türkiye’ye yönelik Afgan göçünde gözle görülür artış oldu. Güvenlik birimlerinden alınan bilgiye göre, günde 500 ile 1000 arasında Afganın yasadışı yollardan Türkiye’ye geçiş yaptığı öğrenildi.
İran üzerinden Türkiye’ye ulaşan Afganların çoğu 16 ile 25 yaşları arasında erkeklerden oluştuğu, bir aylık yaya olarak yaptıkları yolcuğun ardından Türkiye’ye geldikleri kaydedildi.
Suriyelilerden sonra Türkiye’de 500 bini aşan sayı ile en çok Afgan göçmen-sığınmacı bulunuyor.
Asya
Japonya’dan G7 liderlerine uyarı: Tayvan sıradaki Ukrayna olabilir

Rusya’nın Ukrayna’yı istilasına karşı durmanın önemini vurgulayan Japon hükümet başkanı, statükonun tek taraflı değişimine karşı bir şey yapılmazsa aynı şeyin başka yerlerde de gerçekleşebileceğini savundu.
Japonya Başbakanı, güvenlik endişelerini “ayrılmaz bütün” diye nitelendirdiği basın toplantısında, “Ukrayna yarının Doğu Asya’sı olabilir” dedi.
Kişida, “Japonya çevresindeki durum, Doğu Çin Denizi’yle Güney Çin Denizi’ndeki statükoyu tek taraflı olarak zorla değiştirme girişimlerinin ve Kuzey Kore’nin nükleer ve füze faaliyetlerinin hareketlenmesiyle giderek daha da ciddileşiyor” diye ekledi.
Japonya Başbakanı, Çin’in Tayvan çevresinde dayatmacılığının artmasına atıfta bulunuyordu. Geçen yıl ağustosta Tayvan çevresindeki büyük askeri tatbikatlar kapsamında Çin’in attığı 5 füzenin Japonya sularına düşmesiyle, kendi kendini yöneten adaya destek veren komşu ülkeye açık bir uyarıda bulunulmuştu.
Tayvan, 1949’daki iç savaşın ardından anakaradan ayrılmasından bu yana kendi kendini yöneten bir demokrasi olmasına rağmen Çin, adanın ulusal topraklarının parçası olduğunu iddia ediyor. Askeri faaliyetlerini güçlendiren Pekin, Tayvan’ın gözünü korkutmak için adaya düzenli olarak birkaç savaş uçağı ve gemi gönderiyor.
Japonya’nın geçen ay II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük askeri takviyeyi yapacağını ilan etmesinden sonra ABD Başkanı Joe Biden’la yaptığı zirvede Kişida, iki ülke arasındaki ittifakın her zamankinden daha güçlü olduğunu söyledi.
Açıklamada Kişida, “Söylemeye gerek yok ama Hiroşima Zirvesi’nden önceki koordinasyonumuzda en büyük mesele Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırganlığıydı ve yakında bunun başlangıcının üzerinden bir yıl geçmiş olacak” dedi.
Kişida şöyle devam etti:
“Ukrayna’ya yönelik saldırganlığın sadece Avrupa sorunu değil, uluslararası toplumun kural ve ilkelerinin ta kendisine de bir meydan okuma olduğuna dikkat çektim ve devlet ve hükümet başkanlarıyla, G7 Hiroşima zirvesinin uluslararası düzeni korumak için hukukun egemenliğine dayanarak güçlü bir irade göstermesi gerektiğinde hemfikir olduk.”
Çin
İtalya’da Çin’in kurduğu polis karakolları için inceleme başlatıldı

İtalya’da Çin’in yurt dışında yaşayan kendi vatandaşlarını izlemek için kurduğu “polis karakolu” olarak anılan merkezlerin varlığına dair haberler tartışmalara neden olurken, İçişleri Bakanlığı konuya ilişkin inceleme başlattı.
İtalyan L’Espresso dergisinin “Safeguard Defenders” isimli sivil toplum kuruluşuna dayandırdığı haberine göre, Çin’in dünya genelinde 100 kadar kendi halkını izlemeye ve muhalif isimleri ülkeye geri göndermeye yönelik faaliyet gösteren “polis karakolu” bulunuyor.
Söz konusu haberde, bunların 11 tanesinin Çinlilerin yoğun olarak bulunduğu başkent Roma, Floransa, Prato, Bolzano, Milano ve Venedik gibi kentlerde olduğu belirtildi.
Basında yer alan ve gündemde tartışma konusu haline gelen Çin’in İtalyan topraklarındaki “karakolları”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, “Çin merkezlerinin faaliyetlerine dair İtalya Kamu Güvenliği Departmanından herhangi bir yetkilendirme yok. Emniyet teşkilatının, istihbaratla beraber konuyu azami dikkatle takip edeceğini temin ederim. Ben de şahsen takipçisi olacağım. Teyit etmeye çalışıyoruz. Yasa dışı bir durum tespit edilmesi halinde yaptırımları göz ardı etmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin Corriere della Sera gazetesine konuşan AB Komiseri Başkanı Ursula von der Leyen de AB içinde Çin polis karakollarının varlığına dair haberlerin doğruluğunun teyit edilmesi halinde bunun “kabul edilemez” olacağını bildirdi.
Basındaki haberlere göre, İtalya’da kayıtlı olarak yaşayan 300 bin Çinli bulunuyor.
Afrika
Yoksul ülkeler için kış karanlık geçecek

Kış mevsimini atlatmak için yeterli petrol ve gaz satın alan gelişmiş ülkeler nedeniyle piyasasının dışında kalan dünyanın en fakir ülkelerinin çok daha fazla maliyet yüküyle karşılaşacağı belirtiliyor.
Petrol ve doğalgazın gelişmiş ülkelerce daha kolay tedarik edilebilir olmasının, gelişmekte olan ülkeleri daha uzun süreli ve yoğun elektrik kesintilerine maruz bırakacağı ve fabrika kapanmalarına neden olacağı öngörüsü yapıldı.
Credit Suisse Enerji Analisti Saul Kavonic, “Avrupa’daki enerji güvenliği endişeleri, gelişen dünyada enerji yoksulluğunu tetikliyor” dedi.
Kavonic, Avrupa’nın maliyeti ne olursa olsun diğer ülkelerden gaz ihtiyacını karşıladığına dikkat çekti.
Gerek siyasi gerilimler gerek doğa olayları nedeniyle zorlu bir yazı geride bırakan Pakistan, Hindistan, Bangladeş ve Filipinler bir miktar rahatlamış olsa da bu durumun uzun sürmeyeceği belirtiliyor. Zira, yaklaşan soğuk havalar bu ülkeler için yeni bir sınav niteliğinde.
Güney Asya’nın uzun vadeli tedarik sağlama şansının zayıf olduğu vurgulanırken güçlü doların ülkeleri yakıt satın almak ya da borç ödemeleri yapmak arasında seçim yapmaya zorladığı ifade edildi.
Öte yandan küresel yakıt tedarikçileri bu tür risklerle karşı karşıya kalan ülkelere satış yapma konusunda giderek daha temkinli davranıyor.
Aynı zamanda, Avrupa gelecekte daha fazla yakıt sağlamak için yüzen LNG terminallerinin inşaatını hızlandırıyor. Almanya, İtalya ve Finlandiya fabrikaları güvence altına alırken Hollanda, Eylül ayında yeni yüzer terminallerden LNG ithal etmeye başladı.
Pakistan, Bangladeş ve Tayland gibi gelişmekte olan ülkeler ilk kez Almanya ve kendi büyüklüklerinin birkaç katı olan diğer ekonomilerle fiyat rekabeti yapmak zorunda kalıyor.
Yorumlar