Dünya
Organize suç örgütlerine karşı düzenlenen operasyonun bilançosu: 800’den fazla gözaltı

Dünya çapında organize suç örgütlerine karşı düzenlenen dev polis operasyonunda 800’den fazla kişi gözaltına alındı. Düzenlenen operasyonlarla ilgili bilgi vermek üzere hem operasyona katılan ülkelerde hem de Avrupa polis teşkilatı Europol’ün Lahey’deki merkezinde, ABD’nin Federal Soruşturma Bürosu (FBI) temsilcilerinin de katıldığı basın toplantıları düzenlendi.

Lahey’deki basın toplantısında operasyon kapsamında 700’den fazla binada arama yapıldığını ve tonlarca uyuşturucu maddeye el konulduğunu belirten Europol temsilcileri, suç örgütlerinin 100’den fazla ülkede faaliyet gösterdiklerini tespit ettiklerini söyledi. Europol’ün verdiği bilgiyi göre operasyonlarda 8 ton kokain, 22 ton kenevir, 2 ton sentetik uyuşturucu, 250 adet ateşli silah, 55 lüks araç ve küresel olarak toplam 148 milyon dolardan fazla da nakit para ele geçirildi.
Polis üç yıl boyunca haberleşmeyi takip etti
Suç örgütü üyelerinin “ANOM” adlı şifreli bir mesajlaşma sistemini kullandıklarını ve polisin bu sisteme sızması sonucu şüphelilerin tespit edildiğini belirten yetkililer, 18 ay boyunca 27 milyondan fazla mesajın ve telefon görüşmesinin filtrelendiğini aktardı. Çete üyelerinin iletişim sistemine sızılması ise çetenin içine karışan gizli polisler tarafından sağlandı.
Polisler, aralarında İtalya’daki mafya grupları, motorlu çeteler ve uluslararası uyuşturucu kaçakçılarının da bulunduğu kriminal kişilerin telefonlarına ulaşılmasını sağladı. Çete üyelerinin şifreli olduğunu düşündüğü telefonlar, FBI tarafından oluşturulan bir telekom ağı üzerinden Europol’e bağlandı.
Europol Direktörü Jean-Philippe Lecouffe, “Bu, şimdiye kadar düzenlenmiş en büyük ve en karmaşık operasyondu” ifadelerini kullandı. Avrupa’daki ayağına “Truva Kalkanı” adı verilen operasyona FBI’ın yanı sıra İsveç ve Hollanda’nın emniyet teşkilatları başkanlık ederken, Europol de ülkeler arasındaki koordinasyonu üstlendi.
Almanya’da 70 kişi gözaltında
Operasyonun Almanya ayağına ilişkin de Federal Emniyet Teşkilatı’nın (BKA) Wiesbaden kentindeki merkezinde düzenlenen basın toplantısında bilgi verildi. Almanya’da 60’dan fazlası Hessen eyaletinde olmak üzere 70’den fazla kişinin gözaltına alındığı belirtildi. Avustralya’da da “Operation Ironside” adıyla FBI’ın da desteğiyle düzenlenen operasyon kapsamında sadece Avustralya’da 224 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu.
Operasyona katılan ülkeler Avustralya, Avusturya, Kanada, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Almanya, Macaristan, Litvanya, Yeni Zelanda, Hollanda, İsveç, İngiltere, İskoçya, Norveç ve ABD olarak açıklandı.
Fransa
Fransa’da kuraklık tehlikesi

Fransa’da kuraklık alarmı: 86 bölgede su kullanımına kısıtlama
Fransa’da, son haftalardaki aşırı sıcak hava dalgalarına, yıl başından bu yana yağış eksikliğinin eşlik etmesiyle artan kuraklık nedeniyle alarm verilirken, ülke genelinde 86 bölgede şebeke suyunda kısıtlamaya gidildi.
Ekolojik Geçiş Bakanlığına ait Propluvia sitesinde yayımlanan haritada, 95 bölgenin 86’sının kuraklıktan etkilendiği kaydedildi.
Azdan çok şiddetliye gri, sarı, turuncu ve kırmızı alarm seviyelerine göre renklendirilen haritada, ülkenin büyük kısmı sarı ve turuncu alarm seviyesinde yer aldı.
Sarı alarm seviyesindeki bölgelerde, tarım amaçlı su dağıtımında yüzde 50’nin altında azalma ve belli saatlerde bahçe ve yeşil alanları sulama ile araba yıkamaya yasak getiriliyor.
Bölge turuncu alarm seviyesindeyse, tarım amaçlı su dağıtımında yüzde 50’den fazla azalma, bahçe ve yeşil alanları sulama ile araba yıkamaya ciddi kısıtlama uygulanıyor.
Ülke genelinde 15 bölgede aktif olan kırmızı alarm durumunda ise tarım amaçlılar dahil hayati olmayan su dağıtımları tamamen durduruldu.
Amerika
Amerika halkı, yakında bir iç savaş çıkacağına inanıyor

Amerika’da yapılan anketin sonuçları, Amerikalıların yarısının “önümüzdeki birkaç yıl içinde” ülkelerinde bir iç savaş çıkmasını beklediğini gösterdi.
“Hill” haber sitesine göre, California Üniversitesi’nden araştırmacılar, Şiddet Karşıtı Araştırma Programı ve Kaliforniya’daki Şiddet Araştırma Merkezi, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki iç savaşın oluşumu hakkında bir anket için işbirliği yaptı.
Bu anketin sonuçlarına göre Amerikalıların %50,1’i yakında Amerika’da bir iç savaş çıkacağı konusunda hemfikir olduklarını söyledi. Öte yandan, yüzde 47,8’i Amerika’nın iç savaşa yakın olduğuna katılmıyor.
Bu ankete katılanların %14’ü iç savaşın yakın olduğuna “kesinlikle” veya “çok güçlü bir şekilde” katılıyor ve %36’sı bu ifadeye kısmen katılıyor.
Bu anketin sonuçlarına göre, Amerikalıların üçte ikisi ülkelerindeki demokrasinin “ciddi bir tehdit” ile karşı karşıya olduğunu söylüyor ve %90’ı Amerika’da demokrasinin öneminin “yüksek” veya “çok yüksek” olduğuna inanıyor.
Bununla birlikte, bu ankete katılanların yüzde 20’sinden fazlası, siyasi şiddet kullanımının “en azından bazı durumlarda” genel olarak haklı olduğuna inanmaktadır. Yaklaşık yüzde 20’si de şiddetin demokrasiyi korumak için haklı olduğu ifadesine “kesinlikle” veya “çok güçlü bir şekilde” katılıyor.
Daha da ilginci, bu ankete katılanların üçte biri, seçim sonuçlarının çalınmasını önlemek için şiddet kullanımının en azından kısmen haklı olduğuna inanıyor.
Ayrıca, katılımcıların %10’dan fazlası, eski ABD Başkanı Donald Trump’ı iktidara getirmek için şiddet kullanımının haklı olduğuna inanıyor.
Çin
Çin Dışişleri Bakanı: Batı, Ortadoğu’nun iç işlerine karışmayı bırakmalı

Çin Dışişleri Bakanı, Suriyeli mevkidaşı ile yaptığı görüşmede ABD ve diğer Batılı ülkelerden Ortadoğu’nun iç işlerine karışmaktan ve bölgeyi kendi standartlarına göre değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmelerini istedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile video konferans yaptı.
Faysal Mikdad bu görüşmede şunları söyledi: ‘Suriye, Çin ile her alanda işbirliğini ve koordinasyonunu güçlendirmek ve genişletmek istiyor.’
Çin Dışişleri Bakanı da bu görüşmede, Suriye liderliğinin ve halkının Suriye’ye yönelik Batı saldırısına karşı mücadeledeki istikrarını ve çıkarlarını koruyarak ve Suriye’nin egemenliğini ve bağımsızlığını savunarak elde ettiği sonuçları takdir etti.
Wang Yi şunları söyledi: ‘Suriye meselesinin siyasi çözümü, “Suriye liderliğinde ve Suriye mülkiyeti altında” esasına dayanarak ilerletilmeli ve Suriye halkının ülkelerinin geleceğini ve kaderini bağımsız olarak belirlemesine izin vermelidir. Ülkelerinin geleceğine bağımsız olarak karar vermesi gereken Suriye halkıdır. Çin, Suriye’yi komşularıyla ilişkileri geliştirmede desteklemektedir ve bu ülkenin barış ve istikrarı yeniden tesis etmesini ve mümkün olan en kısa sürede Arap Birliği ailesine geri dönmesini umut etmektedir.’
Çin Dışişleri Bakanı, uluslararası toplumdan, Suriye’nin yeniden inşasına yardımcı olmak için siyasi kısıtlamalar olmaksızın Suriye’ye insani yardım sağlamasını istedi.
Wang Yi sözlerine şöyle devam etti: ‘Amerika ve diğer Batılı ülkeler Ortadoğu’nun işlerine karışmamalı ve bölgeyi kendi standartlarına göre yeniden inşa etmeye çalışmamalı ve bölge ülkelerinin egemenliklerine saygı duymanın ve Ortadoğu’nun barışı ve kalkınmasına elverişli işler yapmanın önemini vurgulamalıdır. ABD ve diğer batılı ülkelerden, Ortadoğu ülkelerinin ulusal egemenliğine gerçekten saygı duymalarını istiyoruz. ABD ve diğer batılı ülkeler, bölge halkının ihtiyaçlarını dinleyerek Ortadoğu’da barış ve kalkınmaya katkıda bulunmalıdırlar. Çin, Ortadoğu halkının bölgede barış ve istikrarı sürdürmek ve tarihten geriye kalan sorunları çözmek için gerekli yetenek ve bilgeliğe sahip olduğuna inanmaktadır.
Filistin meselesi her zaman Ortadoğu meselelerinin merkezindedir. Bu mesela kenara atılmamalı ve unutulmamalıdır. Filistin halkının çektiği sıkıntıların devam etmesine izin verilmemelidir. Çin, Filistin meselesini uluslararası gündemin en üstüne koymak için tüm ilgili taraflarla koordinasyonu güçlendirmek istemektedir.’
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat da şunları söyledi: ‘Suriye, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumada Çin’i güçlü bir şekilde desteklemektedir ve iç işlerine yabancı müdahaleye karşı çıkma konusunda onun yanındadır. Gerçekler nihayetinde ABD’nin Uygurlar, Hong Kong ve Tibet hakkında yaydığı söylentileri ortadan kaldıracaktır.’
Faysal Mikdat, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından sunulan küresel kalkınma girişimini ve küresel güvenlik girişimini takdir ederek şunları söyledi: ‘Suriye bu girişimleri güçlü bir şekilde destekliyor ve bu girişime aktif olarak katılmak istiyor.
Suriye, Çin ile koordinasyonu güçlendirmeye hazırdır ve dünyayı hegemonik güçten uzak tutmak ve dünyanın barış, güvenlik ve istikrara kavuşması için çok taraflılığı kararlılıkla desteklemektedir.’
Çin, Nisan ayında, halkın ekonomisini geliştirme, ticaret yapma ve anavatanlarını yeniden inşa etme hakkını geri verme doğrultusunda Suriye’ye karşı tek taraflı zorunlu yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu ve şunları söyledi: ‘Suriye’deki ekonomik durum karanlık bir durumdadır ve Suriye halkına yardım etme sorumluluğu uluslararası topluma aittir.’ Bu açıklamalar, Mart ayında BM İnsan Hakları Konseyi toplantısında Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) misyonundaki üst düzey yetkilisi Jiang Duan tarafından yapıldı.
Jiang Duan bu toplantıda şunları söyledi: ‘Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ve Suriye halkının geçim ve kalkınma hakkı ve tüm bu hakların desteklenmesi resmi olarak tanınmalıdır.’
Yorumlar