Amerika
New York’ta Ortodoks Yahudileri İsrail yönetimi ve politikalarını protesto etti

Yüzlerce Ortodoks Yahudisi, New York’ta İsrail’in Filistinlilere karşı saldırılarını kınamak ve Filistinlilere destek olmak için yürüdü.
Ellerinde taşıdıkları “Siyonizm karşıtlığı Yahudi karşıtlığı değildir.” yazılı dövizlerle Brooklyn Köprüsü’nde yürüyen göstericiler, “İsrail Devleti, Yahudileri temsil etmiyor.” sloganları attı.
Ortodoks Yahudisi toplumu liderlerinden Haham Hershel Klar da yaptığı açıklamada, son dönemde İsrail ve Filistin arasında yaşanan gerginliğin kendi toplumlarına da yansıdığını belirterek, “Tüm Yahudilerin İsrail devletini desteklediği düşünülüyor ama aslında durum bu değil. Bizim toplumumuz İsrail’e karşı ve savaşlarını kınıyor.” ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
Amerika
Kanada ‘kültürel soykırım’ nedeniyle 2.8 milyar dolar ödeyecek

Kanada, karanlık geçmişi ile yüzleşiyor. Kültürel soykırımdan dolayı özür dileyen ve 20 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul eden Kanada, bu kez yerlilerin kültürel kayıpları için 2 milyar dolar ödeyecek.
Avrupa’dan Kanada’ya göç, yerliler için bir soykırım ve asimilasyon hikayesine dönüştü. Yerlilerin kendi kültürlerini unutup, Hristiyanlaşması için kilise okulları açıldı. 150 binden fazla çocuk, ailelerinden kopartılarak yatılı kalmaya zorlandı.

157 yıl süren zulümde, resmi rakamlara göre en az 6 bin çocuk hayatını kaybetti. Ancak okul bahçelerinde ortaya çıkan toplu mezarlar ve kayıtsız çocuklar gerçek sayının daha fazla olduğunu düşündürüyor.
Kanada hükumeti, 2008 yılında bu insanlık ayıbı nedeniyle resmen özür diledikten sonra tazminat davası açıldı.
Hükumet, kilise okullarında ölen çocuklar için 20 milyar dolar ödemeyi kabul etti.
Kanada devletine karşı kültürel soykırım suçlamasıyla 2012 yılında başka bir dava daha açıldı.

Hükumet bu kez 2 milyar dolar tazminatı kabul etti. Tazminatın ödenebilmesi için kararın mahkeme tarafından da onaylanması gerekiyor.
Kanada’daki kilise okullarının karanlık tarihi, 2021 yılında bu okullardan birinin bahçesinde kayıtlarda bulunmayan 751 çocuğun toplu mezarının bulunmasıyla ortaya çıkmıştı.Bunun üzerine bütün okulların bahçelerinde dedektörlerle arama başlatıldı.

Geçen hafta bu okulların birinin daha bahçesinde toplu mezar bulundu. Mezarda 171 çocuğun çocuğun gömülü olduğu düşünülüyor.
Amerika
Ders vermeden 900 bin dolar kazandı

Biden, ABD’nin vergi dairesine şikayet edildi: “Üniversitede bir dönem bile ders vermeden 900 bin dolar kazandı”
İddialar, ülkenin bir önceki lideri Donald Trump’ın Beyaz Saray’daki eski çalışanlarından Stephen Miller’ın başında olduğu The America First Legal Foundation’ın, devletin vergi denetimi kurumu Milli Gelirler Dairesi’ne (IRS) yaptığı şikayetinde yer aldı.
Şikayette, Biden’ın eski Başkan Barack Obama yönetiminde yaptığı yardımcılık görevinden 2017’de ayrıldığı ve aynı yıl onursal profesör unvanıyla üniversitenin kadrosuna girdiği belirtildi.
Kendisine Benjamin Franklin Başkanlık Profesörlüğü unvanı verilen Biden’ın 2017-2019’da sadece 6 kez kampüse gittiği savunuldu.
Buna rağmen üniversitenin Biden’a 2017’de 371 bin 159 dolar, 2018-2019’daysa 540 bin 484 dolar olacak şekilde, toplamda 911 bin 643 dolar ödeme yapıldığı iddia edildi.
Başkanın bu süreçte bir dönemi dolduracak kadar bile ders vermediği, bunun yerine bazı derslere dinleyici olarak katıldığı, kitap tanıtımı yaptığı ve öğrencilerle konuştuğu ileri sürüldü.
Öte yandan dönemin Pensilvanya Üniversitesi Başkanı Amy Gutmann’ın 8 Şubat 2022’de görevini bıraktığına ve Biden hükümeti tarafından 17 Şubat’ta ABD’nin Almanya Büyükelçisi olarak atandığına dikkat çekildi.
Amerika
Elon Musk Trump’ın hesabının askıya alınma sürecini de ifşa etti

Twitter’ın yeni sahibi Elon Musk, şirketin eski yönetimine yönelik üçüncü ifşaatında, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın hesabının askıya alınma sürecinin aylar öncesinde konuşulduğunu ortaya çıkardı.
Musk, bağımsız gazeteci Mark Taibbi üzerinden 6 Ocak Kongre baskını ve Trump’ın Twitter hesabının askıya alınma sürecinde şirket yönetiminin tutumunu ifşa etti.
Taibbi, Twitter’dan, üst seviye yönetimin, 6 Ocak olayları öncesinden başlamak üzere şirketin politika ve kurallarını nasıl ihlal ettiğine ilişkin yazışmaları paylaştı.
6-8 Ocak 2021 tarihlerindeki iç yazışmalarda, Twitter çalışanlarından biri, “Bu ilk kez görevdeki bir devlet başkanını yasaklamak mı oluyor?” yorumunu yaptığını aktaran Taibbi, söz konusu yazışmalarda Trump’ın şahsi hesabının ardından Beyaz Saray ve Başkanlık Twitter hesabının da askıya alınmasının konuşulduğunu, bunun yerine kullanımının kısıtlanabileceğinin ifade edildiğini ortaya çıkardı. İfşa edilen metinde, Twitter uzmanının, yakın zamanda Trump yönetiminin görevi Joe Biden’a devredeceği ve bu hesaplara yönelik adım atmaya gerek kalmayacağını belirtmesi gözden kaçmadı.
Seçimler yaklaştıkça federal kurumlardan baskı almaya başladı. Taibbi, Trump’ın hesabının askıya alınmasının 6-8 Ocak’taki tartışmalarda yer aldığını belirterek, üst düzey bir yöneticinin, “Trump’ın eylemlerinin bağlamı” ve “ABD liderinin 4 yıllık başkanlığında yaptıklarının daha büyük resimde bu adımı gerekli kıldığını” yazdığını ve Trump’ı Twitter’dan çıkarma planının zemininin aslında birkaç ay önceki yazışmalarda tartışıldığını bildirdi. Öncesinde Twitter’ın hesapları askıya alma sürecinin kurallara dayalı bir otomasyon ve bazı yöneticilerin şahsi tasarruflarına dayandığını aktaran Taibbi, 2020 başkanlık seçimleri yaklaştıkça şirketin, federal kurumlardan baskı almaya başladığını ifade etti.
Taibbi, politikalarda gevşemeler yaparak üst düzey hesaplara müdahalenin konuşulmaya başlandığını ve 6 Ocak’tan sonra bunun için bir “Slack Grubu”nun kurulduğunu da ifşa etti. Yöneticiler, sansürleri federal kurumlara rapor etti. Gazeteci Taibbi, yöneticilerin, seçim sürecinde federal kurumlarla bağlantı içerisinde seçimle ilgili içeriklerin hangilerinin ihlal sayılabileceğini konuştuğuna ilişkin yazışmaları da paylaştı.
Twitter’ın ABD Başkanı Biden’ın oğlu Hunter Biden’ın bilgisayarındaki bilgileri ifşa eden haberlere sansür uygulaması sırasında da şirketin yöneticilerinin, haftalık olarak FBI, İç Güvenlik Bakanlığı ve Ulusal İstihbarat Direktörlüğü ile görüştüğünü, görüş aldığını anlatan Taibbi, yöneticilerin bu sansürü ilgili federal kurumlara rapor ettiğini ortaya koydu.
Musk’ın önceki ifşaatları
Elon Musk, ilk ifşaatında Twitter’ın Hunter Biden’ın bilgisayarından çıkan bilgilere yönelik içerik ve haberler dahil Biden’ın kampanya ekibinden gelen talepler doğrultusunda nasıl sansür uyguladığını ortaya çıkarmıştı.
Musk, “Twitter Dosyaları, İkinci Kısım” başlığıyla biyografisinde “Özgür Basın”ın kurucu editörü olduğu belirtilen “Bari Weiss” adlı hesaptan yaptığı ifşada da eski yönetimin altında Twitter çalışanlarından oluşan ekiplerin kara listeler oluşturduğunu kamuoyuna duyurmuştu.
Söz konusu listelerle beğenilmeyen twitlerin trend olmasının engellendiği, listeye dahil tüm hesapların ve hatta trend olan konuların görünürlüğünün aktif olarak sınırlandığı ortaya konulmuştu.
Yorumlar