Kazakistan
Kazakistan, Çin zulmünden kaçan 3 Kazak Türkünü reddetti

Kazakistan, Çin zulmünden kaçan 3 Doğu Türkistanlı Kazak Türkünün vatandaşlık başvurusunu, ülkeye “yasadışı yollardan girdikleri” gibi akıl almaz bir gerekçeyle reddetti.
Çin’in Doğu Türkistan’da uyguladığı soykırımdan kaçan Qaişa Aqan, Murager Alimuli ve Kaster Musakanuli geçtiğimiz yıllarda Çin-Kazakistan sınırını yasadışı yollardan geçtikleri gerekçesiyle suçlu bulunmuşlar ancak 2020 Ekim ayında geçici mülteci statüsü alabilmişlerdi.
23 Mayıs’ta “İçişleri Bakanı vekili Aristangali Zaparov” imzalı bir mektup aldığını belirten Qaişa Aqan, mektupta vatandaşlık talebinin sınırı yasadışı yollardan geçtiği gerekçesiyle reddedildiğinin ifade edildiğini belirtti.
3 Kazak da Doğu Türkistan’dan işgalçi Çin yönetimi tarafından “yeniden eğitim kampı” olarak adlandırılan ancak esasında Türklerin köleleştirildiği ve türlü işkencelere maruz bırakıldığı yerler olan toplama kamplarına atılma korkusuyla kaçtıklarını ısrarla vurgulamasına rağmen Kazakistan yönetimi vatandaşlık taleplerini yersiz bir bahaneyle reddetti.
Aqan ve Alimuli’nin Ocak ayında farklı uyruklardan birçok kişi tarafından saldırıya uğradığı öğrenildi. İnsan hakları örgütlerinin raporlarına göre, Çin’in işgali altındaki Doğu Türkistan’da kurduğu toplama kamplarında 1 ile 3 milyon arasında Türk zorla tutuluyor. Kamplarda tutulmuş ve Çin’den kaçmayı başarmış olanların anlatımlarına göre kamplarda tutulan Türkler çok düşük ücretlere ya da bedavaya çok uzun süreler boyunca zorla çalıştırılıyor, kamplarda bulunan Türklere sağlık hizmeti verilmediği gibi barınma koşulları ve verilen yiyecekler nedeniyle esir Türklerin sağlıkları maksatlı olarak kötüleştiriliyor. Kamplarda tutulan kadınlara ise sistematik olarak tecavüz ve işkenceler yapılıyor.
Asya
Kazakistan Cumhurbaşkanı, yabancılara toprak satışını yasakladı, topraklar parsel parsel satılmayacak

Yeni yasaya göre, bundan sonra tarım alanları yabancılar, yabancı hisselerin bulunduğu yerel şirketler, uluslararası araştırma merkezlerinin yanı sıra ana vatanlarına dönen ancak halen ülke vatandaşlığına geçmeyen etnik Kazaklara satılmayacak ve kiraya verilmeyecek. Halihazırda arazileri kullanan yabancı vatandaşlar ve şirketlerin kira süreleri ise uzatılmayacak.
Kazakistan Tarım Bakanlığının yayımladığı son rapora göre, ülkede şu anda toplamda 93 bin hektar arazi yabancılar tarafından kiralanıyor.
“Topraklarımız, atalarımızdan miras kalan en büyük hazinedir”
Ocak ayında egemenliğin vazgeçilmez parçasının toprak olduğunu, Kazakistan topraklarının ise atalarından miras kalan en büyük hazine olduğunu belirten Tokayev, “Büyük Kazak topraklarını bize kimse hediye bırakmadı. Bizim tarihimiz 1991 ile sınırlı değil. Halkımız, Kazak Hanlığı döneminde de onun öncesi olan Altın Ordu, Türk Kaganatı, Hun, Saka devirlerinde bile bu topraklarda yaşadı, büyüdü. Kısacası milli tarihimizin temeli, kadim zamanlara dayanıyor.” demişti.
Bağımsız Kazakistan sınırlarının uluslararası düzeyde tanındığını, buna kimsenin itiraz edemeyeceğini vurgulayan Tokayev, Kazakistan’ın toprak bütünlüğüne şüpheyle bakan ve komşuluk ilişkilerine zarar vermek isteyen bazı yabancılara hem resmi hem toplumsal olarak karşı koymak gerektiğini ifade ederek, “Milli çıkarlarımızı hem aşla hem taşla korumaya hazır olmamız gerektiğinin bir kez daha altını çizmek istiyorum.” demişti.
“Jer (Yer) satılmasın”
Önceki senelerde Kazakistan topraklarının Çin’e satışı gündeme geldiğinde halk büyük bir tepki göstermişti. Kazakistan’da Çin’e karşı toprak satışına olan itirazlar ülkede kitlelere yayılmış birçok aktivist ise tutuklanmıştı.
Kazakistan’ın başkenti Astana ve güney bölgesindeki Şimkent şehrinde göstericiler “Jer Satılmasın” (Yer Satılmasın) başlıklı eylemler düzenlemiş, bazı noktalarda tek kişilik protestolara dönüşen itirazlara Kazak güvenlik güçleri müdahale etmişti.
Ayrıca birçok Kazak gösterici de gözaltına alınmış,Çin’e toprak satılmasına karşı çıkan yüzlerce kişi özel kuvvetler tarafından tutuklanmıştı.
Çin
Kazakistan’nın Balkaş Gölü, Çin’in aşırı su tüketimi nedeniyle kuruyabilir

İngiltere’nin Oxford Üniversitesi’nden bir araştırma ekibine göre, 600 kilometrelik hilal şeklindeki Balkaş Gölü kuruma tehlikesi ile karşı karşıya. Eğer Çin sulama politikasında değişikliğe gitmezse Kazakistan’ın en büyük tatlı su kaynaklarında biri 2050’ye kadar tamamen kuruyabilir.
Balkaş Gölü’nün aynı zamanda dünyada benzersiz bir özelliği var: Batı kesiminde tatlı su ve doğu kesiminde tuzlu su bulunuyor.
Araştırmacılara göre Balkaş Gölü için umutlar tükenmedi. Yapılan farklı olası iklim değişikliklerini hesaba katan yüzlerce simülasyona göre, kurumasını önlemenin bir yolu var, ancak bunun yolu sadece Çin’den geçiyor.
Çin bölgedeki su tüketimini ciddi ölçüde artırdı
Gölün tedarik havzası, Çin’in Sincan bölgesindeki dağlarından gelen akar sulardan oluşuyor. İli nehri Balkaş gölünü besleyen suların yüzde 80’e kadarını taşıyor.
Ancak on yıldan fazla süredir Çin, Balkaş Gölü’ne doğru akan suyun bir kısmını pirinç ve pamuk tarlalarını sulamak için kullanıyor. 1995 ve 2015 yılları arasında, sınırın Çin tarafındaki ekilebilir arazi yüzde 30 arttı.
Dünyanın bu bölgesinde, küresel ısınma nedeniyle su yönetimi büyük önem taşıyor. Bilim insanları, İli Nehri’nin akışının şu anda Balkaş Gölü’nün su seviyesini korunmaya yetersiz kaldığına dikkat çekiyor.
Gölü korumak için Çin’in su tüketimini kesinlikle azaltması gerekiyor
Oxfordlu araştırmacılara göre, felaketten kaçınmak için Çin’in su tüketimini büyük ölçüde azaltması gerekiyor. Tatlı su kullanımının yönetiminde sadece Pekin ve Nursultan arasında işbirliği ve koordinasyon olursa Balkaş Gölü kurtarılabilir.
Çin ayrıca bu eyalette daha az su isteyen yöntemler geliştirmeli. Ancak Pekin, Çin’in pamuk tarlalarında veya tekstil fabrikalarında Uygur emeğini sömürmekle suçlandığı bir eyalet olan Sincan’daki tarımsal durum hakkında şu anda belirsizliğini koruyor.
Kaynak: Euronews
Genel
Türk Keneşi Gayriresmi Zirvesi çevrimiçi yapılacak
Türkistan şehrinde 31 Mart’ta düzenlenmesi planlanan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) Gayriresmi Zirvesi koronavirüs salgını nedeniyle video konferans yöntemiyle yapılacak. Kazakistan Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, zirvenin çevrimiçi yapılacağı ve Türk Keneşi üye ülkeleri devlet başkanları ve bu organizasyonda gözlemci olan Macaristan Başbakanı katılacağı bildirildi.

Kazakistan’ın Türkistan şehrinde 31 Mart 2021 tarihinde “Türkistan-Türk Dünyasının Manevi Başkenti” başlığıyla düzenlenmesi planlanan Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Keneşi) Gayriresmi Zirvesi’nin koronavirüs salgını nedeniyle video konferans yoluyla yapılacağı duyuruldu.
Kazakistan Dışişleri Bakanlığından konuya ilişkin bugün yapılan açıklamada, “Kazakistan tarafı, 31 Mart’ta Türkistan kentinde yapılması planlanan Türk Konsey Gayriresmi Zirvesinin epidemiyolojik durum nedeniyle video konferans yoluyla düzenlemeye karar verdi. Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Sekreterliği bu karardan resmi olarak haberdar edildi.” ifadeleri kullanıldı.
TÜRK KENEŞİ DEVLET BAŞKANLARI ZİRVESİ VİDEO KONFERANS YÖNTEMİ İLE YAPILACAK
Açıklamada ayrıca, Zirveye, Türk Keneşi üye ülkeleri devlet başkanları ve bu organizasyonda gözlemci olan Macaristan Başbakanının katılacağı hatırlatıldı. Zirvede, Türkistan şehri “Türk Dünyasının Manevi Başkenti” olarak ilan edilecek ve toplantının sonuç belgesi olan “Türkistan Bildirgesi” liderler tarafından imzalanacak.
Kaynak: QHA
Yorumlar