Rusya
Zaharova’dan Türkiye’ye: Etnik kökenden vurmayın, yoksa biz de aynı sorunları dile getiririz

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Kırım’daki azınlık haklarıyla ilgili Türkiye Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya tepki göstererek önemli bir uyarıda bulundu.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın, Kırım Tatar sürgününün 77’nci yıl dönümü nedeniyle yaptığı açıklamaya tepki gösteren Zaharova, “Türk devletinin etnik azınlıkların savunucu rolünü oynamasının ‘çok şüpheli’ olduğunu” söyledi. Zaharova açıklamasında “Türkiye’de etnik, dilsel ve dini nitelikli çözülmemiş sorunlar var. Ankara’yla etkileşim kurabileceğimiz ve ortak çabalar sergileyebileceğimiz çok sayıda konu, sorun ve alan mevcut. Bu tür etkileşimde deneyim sahibiyiz, gelin bunu kullanalım ve bu tür şeylerle uğraşmayalım” çağrısında bulundu.
“Ankara devam ederse Rusya’da Türkiye’deki benzer sorunları dile getirir”
Zaharova, Ankara’nın bu tür söylemlere devam etmesi halinde Rusya’nın Türkiye’deki benzer sorunlara dikkat çekmek durumunda kalacağını belirterek şu ifadeleri kullandı: “Biz bunu yapmak istemiyoruz, bu nedenle Türkiye Dışişleri Bakanlığı’nın bizi duyacağını umuyorum. Türk siyasetçilerin, etnik faktörü, en başta etnik grupların çıkarlarına darbe vuran jeopolitik oyun aracı olarak kullanmaktan vazgeçme zamanı çoktan geldi.”
“Türkiye’nin Kırım açıklaması”
Türkiye Dışişleri Bakanlığı Kırım Tatar sürgününün 77. yıl dönümü dolayısıyla yazılı açıklamasında şu ifadelere yer vermişti: “1944 yılının 18 Mayıs gecesi, 250 bin Kırım Tatar Türkü soydaşımız insanlık dışı koşullarda sürgün edilerek anavatanlarından koparılmışlardır. Bu elim hadisede Kırım Tatar Türklerinin büyük kısmı hayatlarını kaybederken, sağ kalanlar anavatan hasretiyle yaşamaya mecbur bırakılmışlardır. Türkiye, sürgünden 77 yıl sonra Kırım’ın yasadışı ilhakından doğan zorluklarla sınanmaya devam eden Kırım Tatarlarının mağduriyetlerinin giderilmesi, kimliklerinin korunması, refah ve esenliklerinin sağlanması için soydaşlarının yanında olmayı sürdürecektir.”
Rusya
“Belki de hiç bulunamayacak kayıp insanlar var”

The Independent: “Ukrayna’da belki bir daha asla bulunmayacak onbinlerce kayıp insan”
The Independent’ın Ortadoğu muhabiri Bel Trew:
“Gerçek şu ki, Ukrayna’daki on binlerce kayıp insandan bazıları hiçbir zaman bulunamayabilir. Bu da geride kalan ailelerin en büyük korkusu, düşünülemeyeni kabullenmek.
Putin’in Ukrayna’yı istilasının ilk zamanlarında, ülkenin dört bir yanında tanıştığım ailelerin tekrarladığı en yürek parçalayıcı yakarışlardan biri, kayıp sevdiklerini bulmak için yardım istemekti. Kiev’den Herson’a kadar Rus güçlerinin ve vekillerinin bulunduğu her yerde insanlar sırra kadem basmaya başlamıştı. İşe son hareketlerini izlemeye, tanık ifadelerini bir araya getirmeye ve nereye gitmiş olabileceklerine dair herhangi bir ipucu bulmaya çalışarak başladık.
Ancak bazıları öylece ortadan kayboldu. Bu belki de en acımasız kaderdir. Ne bilgi, ne belge, ne Minotor’un labirentinde gezinmek için ip, ne Hansel ve Gretel’in ekmek kırıntıları var; sadece sessizlik ve hiçlik.
İşte bu nedenle bu konunun canlı tutulması ve uluslararası toplumun savaş esirlerinin, gözaltında tutulan sivillerin, toplu mezarların ve bulundukları yerlerin tam listesini talep etmeyi sürdürmesi gerek. Bu nedenle Rusya’nın en azından Cenevre Sözleşmeleri’ne saygı göstermesi ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi’ne (ICRC) nerede tutulurlarsa tutulsunlar tüm savaş esirlerine erişme, adlarını öğrenme ve ailelerini bilgilendirme imkanı vermesi gerekiyor.
ICRC’ye göre şimdiye kadar durum böyle olmadı. Son birkaç hafta içinde, insanların neden ortadan kaybolduklarını ve nereye gitmiş olabileceklerini araştıran bir video belgesel ve iki metin araştırması yayımladık.
İlk olarak, şubatta Rus vekil askerler tarafından o zamanlar kuşatma altında olan ve şimdi işgal altında bulunan Mariupol kenti çevresinden alınan sivilleri tutmak için kullanılan bir sürgün yeri olan, işgal altındaki topraklardaki Olenivka cezaevine baktık. Siviller binayı onarmaya zorlandıktan sonra, Mariupol’un düşmesinin ardından teslim olan savaş esirleri için ana merkez haline geldi.
Araştırmaya ilk başladığımızda Olenivka ismi belirsizdi ve çaresiz akrabaların ağzında yeni bir kelimeydi. Geride kalanlar hakkında bilgi veren bir grup insan serbest bırakılmaya başlayana kadar kimse bunu duymamıştı. Bu gizemli yerde işkence, zorla çalıştırma, keyfi gözaltı ve zorla kaybedilenlerden bahsettiler.
Bu, Rusya’nın 53 Ukraynalı savaş esirinin büyük bir patlamada hayatını kaybettiğini açıkladığı temmuza kadar böyleydi. Ve bir anda dünya medyasının ilgi odağı haline geldi.
Yakın zamanda serbest bırakılan 4 eski sivil tutuklu ile görüştük. Bu kişiler sadece hapishaneyi ve içindeki korkunç koşulları anlatmakla kalmayıp, Moskova’nın Kiev’in kendi savaş esirlerini susturmak için bombaladığı yönündeki iddialarına da şüphe uyandırdılar. Bazı kanıtlar, kasıtlı ve acımasız bir sahte bayrak saldırısına işaret ediyor.
Ardından, işgal altındaki Ukrayna’da hapishaneye kadar izini süremediğimiz sivillerin gizemli kayboluşlarını araştırdık. Bunlardan 6’sını Rusya’da tespit ettik, sivillerin Rusya’daki hapishanelere götürüldükleri ve artık sıkça kullanılan üç güzergâhın taslağını çıkarmayı başardık; Belarus üzerinden kuzeybatı, Ukrayna sınırındaki kamplar üzerinden kuzeydoğu ve Kırım’ın güneyi.
Hem Rus hem de Ukraynalı yetkililer, savaşın başlamasından bu yana 2 milyon Ukraynalının tartışmalı “filtrasyon” süreciyle Rusya’ya taşındığını söylüyor.
Aradığımız kişilerden çok küçük bir kısmı, fiziksel ve zihinsel olarak çökmüş halde, kaybolan diğer kişilere ait bilgi kırıntıları ve olası savaş suçlarına ilişkin tanıklıklarla birlikte yeniden ortaya çıktı.
Diğerlerinden bir daha haber alınamadı ama serbest bırakılanlar tarafından işgal altındaki topraklardaki ve Rusya’daki hapishanelere yolculukları sırasında fark edildiler. Kayıplar ağında kaybolan bizler, haber alınamayan iki kişinin yerini saptayıp ailelerini bilgilendirmeyi bile başardık.
Amerika
Çin gazetesi Global Times: ABD, Ukrayna’nın zaferinin değil, dünyayı kaosa sürüklemenin peşinde

“ABD’nin Ukrayna’ya verdiği silahların seviyesini yükseltmesi dış politikasındaki bencilliği açık ediyor” başlıklı bir makaleye yer veren Global Times, Kiev yönetiminin Rusya’ya karşı ağır silah tedariki talebine Washington’ın yanıtı üzerinden değerlendirmelerde bulundu.
Çin gazetesi, ABD Başkanı Joe Biden’ın The New York Times’ta yayımladığı makalede, Ukraynalılara Ukrayna içinde kilit hedefleri daha isabetli vurma imkanı sağlayacak daha gelişmiş roket sistemleri ve mühimmat tedarik etme kararını teyit ettiğini hatırlattı.
Bu da gözlerin Kiev’in talep ettiği Yüksek Hareket Yetenekli Topçu Roket Sistemi M124 HIMARS’a çevrilmesine yol açtı.
Birkaç gün sonra devlet kanalı Rossiya-1’e konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Washington’ı, Kiev’e gelişmiş roket sistemleri vermesi halinde, ‘yeni hedefleri vuracaklarına’ dair uyardı. Putin, Kiev’e yeni silah teslimatlarının amacının ‘çatışmayı uzatmak’ olduğunu sözlerine ekledi.
Rusya Devlet Başkanı, yeni hedeflerle hangilerini kastettiğini belirtmedi. Global Times’a konuşan Pekin merkezli askeri uzman Song Zhongping, ‘yeni hedeflerin hem Ukrayna içinde hem de dışında olabileceğini’ söyledi.
Global Times da “Rusya-Ukrayna çatışmasının sonu yok gibi görünüyor. ABD başından beri Ukrayna’ya daha gelişmiş ve daha ağır silahlar göndererek durumu tırmandırıyor. ABD, alenen biliyor ki, Rusya ile Ukrayna arasında uzun süreli çatışmanın kendi çıkarlarına hizmet ediyor. Rusya ile Ukrayna uzlaşmaya varmadıkça, Rusya zayıflayacak ve daha fazla belirsizlikle karşı karşıya kalacaktır” yorumunu yaptı.
Gazeteye konuşan Pekin Uluslararası Çalışmalar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Okulu doçenti Xu Liang, ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımının ‘nitelik değiştirdiğini’ belirtti. Xu, “ABD’nin askeri yardımı, Ukrayna’nın Rusya ile çatışmayı kazanmasına yardım etmeye yönelik orijinal hedefini çok aştı. Ulusal çıkarlarını göz önüne alan ABD’nin Ukrayna’ya askeri yardımı küresel güç mücadelesine yönelik stratejik hedefine uygun hale getirildi” dedi.
“Bencillik her zaman Amerikan dış politikasının alameti farikası olmuştur ve süregiden Ukrayna çatışması bunun en iyi göstergesidir. kendi çıkarlarını göz önünde bulunduran ABD, ne ‘müttefiki veya ortağı’ olmasıyla böbürlendiği ülkelerin kalkınması için herhangi bir sorumluluk üstlenir ne de onların halklarının refahını umursar” eleştirisini getiren Global Times, “Ukrayna krizi uzadıkça, ABD, çözüm anahtarına sahip olmasına rağmen, Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimi artırmaya ve barışçı çözüme daha fazla engel oluşturmaya devam ediyor” saptamasını yaparak şöyle devam etti:
“Diğer deyişle ABD, dünyadaki hegemonyasını sürdürmek için Ukrayna krizinden yararlanmaya çalışıyor. ABD’nin küresel liderlik rolü şimdiden sarsıldı. Suriye’den çekilmesinden Afganistan’daki fiyaskosuna ve Ukrayna’daki mevcut hesaplarına kadar, ABD her zaman durumu perde arkasından kontrol etmek ve sıfıra sıfırın semeresini toplamak ister ki, bu sadece kendisini giderek daha az güvenilir kılıyor ve bir zamanlar üzerine yerleştirdiği küresel hegemonya sunağından aşağı sürüklüyor.”
“Dikkatlice hesap yapan ABD, kriz sırasında bir ‘seyirci’ gibi davranmak ve diğer ülkelerin kaynaklarını tükettiğini görmek istiyor. Ancak durum ABD’nin kontrolü dışında evriliyor. Ne de olsa Ukrayna krizi, ABD hegemonyasının ve yalnızca ABD tarafından tanımlanan küresel düzenin kusurunu yansıtıyor. ABD bir yandan dış politikasını zorla dayatıp diğer ülkelerin güvenlik kaygılarını görmezden geliyor, diğer yandan gücü küresel düzeni sürdürmeye yetmediğinde, dünyaya sadece kargaşa getirip mağdur rolü oynuyor.”
“Mayıs ayı sonlarında düzenlenen ilk Avrasya Ekonomik Forumu’nda Putin, bağımsız politika izleyen ülkelerin küresel sürecinin hiçbir dünya polisi tarafından durdurulamayacağını söyledi. Song, ‘ABD, artık dünya polisi gibi davranmadığında, bunun, artık Washington’ın küresel bir hegemon olmadığı ve dünyanın tek kutuplu kalmayacağı anlamına geldiğini’ söyledi. Washington’un Putin’in uyarısını ciddiye alması ve 3. Dünya Savaşı’nı tetiklememesi gerekiyor. Artık diğer ülkelere dikte edebilen ve dünya düzenini tanımlayabilen tek güç konumunda olmadığını anlamalı.”
Rusya
Rus ve Suriye jetlerinden ‘temsili hava saldırısı’ tatbikatı

İzvestiya gazetesi Rusya ve Suriye askeri uçaklarının ortak bir tatbikat gerçekleştirdiklerini duyurdu. Haberde, “iki ülke askeri pilotlarının, temsili bir düşmandan gelen hava saldırılarını püskürtmek için ortak bir tatbikat yaptıkları” belirtildi.
Rusya Savunma Bakanlığı, tatbikatta Rusya’yı temsil eden Su-24m, Su-34, Su-35s uçaklarının mürettebatını ve Suriye’den katılan MIG-23ml ve MIG-29 savaş uçaklarının pilotlarının görüntülerini yayınlandı.
Tatbikata Rus pilotlar, Rusya’nın Suriye’deki Hmeymim hava üssünden, Suriyeli pilotlar ise Şam yakınlarındaki Seikal ve Doumeyr hava limanlarından havalanarak katıldı.
İzvestiya’nın haberine göre, tatbikat sırasında, iki Su-35 ve altı Suriye MiG’i, ülkenin hava sahasını ihlal eden temsili düşman uçakları ve İHA’larla hava muharebesine girdi. Suriyeli pilotlar, Rus uçaklarını desteği altında operasyon yaptı ve hedefleri vurdu. Tatbikat sırasında hedeflere güdümlü havadan havaya füzeler fırlatıldı.
Ayrıca iki ülkenin pilotları, Golan Tepeleri’nin yanı sıra Suriye Arap Cumhuriyeti’nin güney, doğu ve kuzey kısımları boyunca ortak devriyeler gerçekleştirdi.
Yorumlar