Doğu Türkistan
Malezyalı kuruluşlar, Uygur Türklerinin yaşadıklarına dikkati çekmek için Uygur ekmeği dağıttı

Malezyalı kuruluşların bir araya gelerek oluşturduğu Uygurlar için Malezya (M4U) girişimi kapsamında düzenlenen etkinlikte gönüllüler, “nan” adı verilen Uygur ekmeğini pişirerek kaplara koydu.
Başkent Kuala Lumpur’da toplam 300 Uygur ekmeği, iftar saatinde şehrin merkezi caddelerinde yoğun trafik akışını yönetmek için görev yapan polislere dağıtıldı.
Etkinliğe ilişkin AA muhabirine konuşan M4U girişiminin kurucusu Zuhri Yuhyi, “NaanTime” adını verdikleri etkinliği, Malezyalılara Uygur kültürünü tanıtmak için düzenlediklerini belirterek, “Yemek, bir milletin dili gibidir. Bizim mutfağımız Malezya’nın eşsiz kültürünü nasıl dünyaya tanıtıyorsa bizler de Uygur Türkleri hakkında farkındalık yaratmak için Uygur mutfağını seçtik.” dedi.
Zuhri, “Ramazan boyunca bizim güvenliğimiz için fedakarca çalışan polisimiz, Uygur ekmeğini ilk defa tatmaktan memnuniyet duydu. Bu güzelliğe vesile olmak bizim için mutluluk verici.” şeklinde konuştu.
Etkinliğe katılan Malezya Hristiyanlar Birliği (ANCOM) Yönetim Kurulu Üyesi Jason Leong ise “NaanTime, Uygurların sorunlarına dikkati çekmek ve halihazırda süren Çin’deki Uygur camilerinin yok edilmesi sorununu dünyaya duyurmak için oldukça yaratıcı bir etkinlik oldu.” ifadelerini kullandı.
Leong, Uygur Türklerinin yaşadığı sorunların dini bir mesele olmadığının altını çizerek, “Uygurlar sorununu dünyaya duyurmak için bu tarz etkinlikleri sürdüreceğiz.” diye konuştu.
Çin
BM Yüksek Komiseri Bachelet Uygur Özerk Bölgesi’ni ziyaret edecek

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, gelecek hafta Çin’i ziyaret edecek ve Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne seyahat edecek.
BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği düzeyinde 2005’ten beri ilk defa düzenlenecek ve 23 Mayıs’ta başlayacak ziyarette yüksek komiserin sivil toplum kuruluş temsilcileri, iş adamları ve akademisyenlerle bir araya geleceği, bu kapsamda Doğu Türkistan’ın Kaşgar ile Urumçi kentlerini ziyaret edeceği kaydedildi.
Bachelet, yıllardır Pekin yönetiminden bölgeye “kısıtlamasız bir giriş izni” verilmesi çağrısında bulunuyordu. Yüksek Komiserliğe bağlı 5 kişi 25 Nisan’dan beri yüksek komiserin ziyareti için ön hazırlıklarda bulunuyor. Karantinada kalmak zorunda kalan ekip, bu sürecin ardından Kanton ve Sincan bölgelerine gidebilmişti
Amerika
Uygurlar’ın zorla çalıştırıldığı iddiası Kongre’de

Merkezi Arizona’da olan Universal Electronics Inc. (UEI) firmasının, Çin’in Uygurlar’a yönelik baskıcı politikalarına dahil olduğu yönündeki iddiaların ardından ABD’li bir grup Demokrat ve Cumhuriyetçi senatör firmaya uyarı niteliğinde bir mesaj gönderdi, ayrıntılı bilgi talep etti.
Konuyla ilgili iddialar ilk olarak bu ayın başında Reuters haber ajansında yayınlanmıştı. Haberde, UEI yönetiminin, yüzlerce Uygur’un, firmanın Çin’in güneyindeki Qinzhou’da yer alan tesislerine işçi olarak götürülmesi için Şincan Özerk Uygur Bölgesi’ndeki yerel yetkililerle anlaştığı ileri sürüldü.
Söz konusu haberde ayrıca Uygurlar’ın bu tesislerde sürekli polis tarafından gözetim altında tutulduğu, ayrı yatakhanelerde kaldıkları ve hükümetin “eğitim amaçlı” olduğunu iddia ettiği faaliyetlere katılmak zorunda bırakıldığı da iddia edildi.
Konuyu Kongre gündemine taşıyan Demokrat Senatörler Bob Menendez ve Jeff Merkley ile Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio, UEI Genel Müdürü Paul Arling’e hitaben ilettikleri mektupta, “Bu koşulların açıkça zorla çalıştırma olduğuna inanıyoruz” denildi.
Senatörler mektupta ayrıca, UEI yönetiminin söz konusu iddiaları “soruşturma ya da çözüm üretme konusunda neredeyse hiçbir şey yapmadığına” dikkat çekti.
Senatör Menendez Dış İlişkiler Komisyonu’nun başkanlığını yürütüyor. Rubio ve Merkley de bu komisyonun üyeleri arasında.
UEI yetkilileri Reuters haber ajansına daha önce yaptıkları bir açıklamada, Qinzhou’daki tesiste 365 Uygur’un çalıştığını ve bu kişilerin Çin’deki diğer tüm çalışanlarla aynı koşullarda çalıştırıldığını savunmuştu.
Firmadan bugün yapılan açıklamada ise, UEI’ın, çalışanları işe alan kurumla bağlarını geçen hafta kestiği ve senatörlerin konuyla ilgili sorularını yanıtlamaya hazır oldukları belirtildi.
Uzaktan kumanda parçaları üreten ve Sony, Samsung, LG, Microsoft dahil birçok büyük firmaya ürünlerini satan UEI, Şincan yetkilileriyle tartışma yaratan anlaşmayı yapan taşeron firmanın adını vermekten kaçındı.
Mektupta, Çin hükumet yetkililerinin, fiziksel şiddet, cinsel istismar ve işkenceye başvurarak kişileri zorla çalıştırdığı yönündeki bulgulara da vurgu yapılarak, UEI yönetimine konuyla ilgili soruları yanıtlamaları için 5 Kasım’a kadar zaman tanındı.
Çin
Komünist Çin’in Uygur Türklerine mezalimini, bizzat eski bir işkenceci anlattı

İşgal ettiği Doğu Türkistan’da uzun bir süredir Uygur Türklerine soykırım uygulayan Çin’in toplama kamplarında işlediği insan hakları ihlallerine ilişkin bir itirafçı daha ortaya çıktı.
Toplama kamplarında çalıştığını belirten ve gerçek ismi yerine sadece Jiang olarak anılan eski işkenceci, Uygur Türklerine uygulanan işkenceleri anlattı.
CNN’e açıklama yapan eski işkenceci, Uygur Türklerinin evlerine şafak baskınları düzenlediklerini “Onları gece vakti şiddet kullanarak yakalıyorduk. Eğer bir bölgede 100 tane olduğunu biliyorsak onların hepsini yakalamamız gerekiyordu” sözleriyle anlattı.

CNN’e toplama kamplarında yaşananları anlatan Jiang, “Onları yere düşene ve vücutları şişene kadar tekmeliyor ve dövüyorduk. Yerde ağlayana kadar devam ediyorduk. Sorgu süreci kapsamında yakalanan her yeni Uygur Türkünü dövüyorduk. Kadın, erkek ve 14 yaşına kadar çocuklar da buna dahildi” diye konuştu.
Toplama kamplarına attıkları soydaşlarımızı tavandan asarak elektrik verdiklerini ve cinsel saldırıda bulunduklarını belirten Jiang, “Onlara yemek ve su verilmiyordu ve bazen günlerce uyanık kalmaya zorlanıyorlardı. Herkesin farklı bir metodu vardı. Bazıları levye kullanıyordu diğerleri de üzerinde asma kilit olan demir zincir” dedi.

“Bunlar Sıradan İnsanlardı…”
Kamplara kapatılan insanların “terör” suçu işledikleri iddiasıyla yakalandıklarını belirten Jiang, “Fakat bu kişilerin hiçbirinin suç işlediğini sanmıyorum. Bunlar sıradan insanlardı” ifadelerini kullandı.
Röportaj verdiği CNN’e polis üniformasını, işkence fotoğraflarını ve videolarını gösteren Jiang kamplarda çalışan bazı kişilerin bunu iş olarak gördüğünü belirterek “Fakat bazıları psikopattı” şeklinde konuştu.
Polis olarak 10 yılı aşkın süre görev yaptıktan sonra toplama kampında görevlendirildiğini belirten Jiang, “Her görevlinin bir kotası vardı. Dolayısıyla bütün polisler ve görevliler Uygur Türklerini yakalamak için tetikteydi. Herkesin hedefini tutturması gerekiyordu” diyerek Çin zulmünü anlattı.
“Elektriği Cinsel Organlarına Veriyorduk”
Köylerdeki ağaların ya da muhtarların düzenledikleri toplantılarda köylerde yaşayan tüm Türkleri yakaladıklarını belirten Jiang, “Tek bir yılda 900.000 Uygur ya da diğer azınlıklardan insanın yakalandığını biliniyordu. Eğer polisler de bu sürece dahil olmak istemezlerse onlar da hapse atılıyordu” ifadelerini kullandı.
Toplama kamplarına kapatılan Uygur Türklerine elektrik verdiklerini belirten Jiang, “Elektriği cinsel organlarına veriyorduk” dedi.
Uygur Soykırımı
Çin’in işgalci olarak bulunduğu Doğu Türkistan’da 2014’ten bu yana sürdürdüğü Uygur Soykırımı, Hollanda, İngiltere, Kanada, ABD gibi birçok ülke tarafından resmi olarak tanınıyor.
Uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına göre 1 ile 3 milyon Uygur, Kazak, Kırgız ve Özbek Türkü toplama kamplarında tutuluyor ve bu kamplarda tutulan esirler sistematik olarak işkence, tecavüz ve köleleştirmeye tabi tutuluyor.
Bunun yanında Uygur Türklerini hedef alan sistematik soykırımı durdurmasına yönelik çağrılara “radikal İslamcı terörizmle mücadele ettikleri” iddiasıyla yanıt veren ÇKP, terör örgütü Taliban’ın Kabil’i ele geçirmesi halinde kurulacak olan hükümeti tanıyacağını açıkladı. Bu durumda Çin, terör örgütü Taliban’ın kuracağı sözde hükümeti tanıyan ilk ülke olacak.
Yorumlar