Almanya
Almanya, “gri pasaportla adam kaçırma” skandalı hakkında soruşturma başlattı

Yeşilyurt Belediyesi’nin gri pasaport çıkararak Almanya’ya gönderdiği 43 kişi geri dönmemesi ile ortaya çıkan skandalın ardından Türkiye’nin ardından Almanya’da da soruşturma başlatıldı. İnsan kaçakçılığının merkezindeki isim ise Ersin Kilit
Malatya’da ortaya çıkan, ardından Elazığ ve Ordu’ya sıçrayan gri pasaportla yurtdışına insan kaçırma skandalı uluslararası krize dönüşüyor. Almanya, Türkiye’de hizmete mahsus olarak konsolosluk görevlileri, resmi görevliler ile milli sporculara verilen ve vizesiz seyahati sağlayan gri pasaport olayıyla ilgili soruşturma başlattı.
Türkiye’den kısa süre içerisinde hakkı olmayanlara nasıl gri pasaport verildiğine ilişkin Dışişleri aracılığıyla detaylı bir açıklama isteneceği öğrenildi. Uluslararası hukukun kamu eliyle ihlal edildiği sonucuna varılırsa, Türkiye kaynaklı bütün pasaportlar şüpheli duruma düşecek.
4 ayrı suçlama
43 kişinin Malatya’dan Almanya’ya kaçırılmasında kilit rol oynayan Ersin Kilit ve şirketi Mega Kilit GmbH hakkında da Hannover Başsavcılığı soruşturma başlattı. Kilit’e sahte evrak düzenlemek, evrakta sahtecilik, yabancılar kanununu ihlal ve uluslararası insan ticareti suçlamaları yöneltildi.
Aşağı Saksonya ve Bavyera Eyaleti’nde de konu meclis gündemine taşındı. Kilit’in sadece Yeşilyurt Belediyesi ile değil, başka belediyelerle de işbirliği yaptığı, bunun için Hannover Belediye Başkanı Belit Onay ile görüştürme sözü verdiği ancak Onay’ın bundan herhangi bir bilgisinin olmadığı öğrenildi.
Türkiye’den kaçırılanlar inşaat ve otomat sektörlerine dağıldı
İnşaat, otomatçılık ve gastronomi ile uğraşan Ersin Kilit’in bütün bu kaçakçılık işlemlerinde merkez olup olmadığı araştırılıyor. Türkiye’den son dönemde getirilenlerin çoğunun Mega Kilit GmbH’nın sahipleri gibi Bingöllü olduğu, bunların inşaat işlerinde ve kumarhanelerde çalıştırıldığı öğrenildi. Bu kişilerin, özellikle inşaatların taşeron işlerini üstlenen Bingöl, Elazığ, Muş kökenliler tarafından kaçak olarak çalıştırıldığı öne sürülüyor.
Türkiye’den kaçırılan kişilerin tek bir şehirde tutulmadığı; Hannover, Wiesbeden, Frankfurt, Münih, Köln, Mannheim, Düsseldorf, Hamburg, Berlin gibi kentlerde inşaat işlerinde çalıştırıldığı belirlendi. Ersin Kilit’in, amcasının oğullarının şirketindeki mührü alarak izinsiz kullandığını ve bu şekilde davetiye çıkardığı da öne sürülüyor.
“İnşaatta çalışıyorum” demişti
Belediye organizasyonu ile gri pasaportla Almanya’ya giden Bingöllü H.B de Habertürk yazarı Sevilay Yılman’a yaptığı açıklamada 6 bin Euro karşılığı Almanya’ya götürüldüğünü açıklamıştı.
H.B. ülkeye gidenlerin pek çoğunun iltica başvurusu yaptığı iddiasının gerçek olmadığını belirterek, kaçakçılık konusunda tek ismin Ersin Kilit olmadığını şu şekilde anlatmıştı:
“Her şehirde ayrı bir kontakları var. Bir kişi değil ki! Siz bir tanesini yazdınız. Ersin Kilit. Ondan başka bir sürü isim var. Uyduruk şirketler kurmuşlar burada. Onlar üzerinden davet yaptırıyorlar. Diyorlar ki; “Gelenlerin tüm masraflarını bu şirket karşılayacak” Belediyeye veriyor listeyi. Belediye de görevli diye müracaat ediyor valiliğe. Alıyor gri pasaportu. Mis gibi. Hiç sorun yaşanmadan getiriyor seni…”
Almanya
Almanya’da piskoposlukta tecavüz ve sübyancılık vakaları onlarca yıl gizlendi

Almanya’nın Trier kentinde Katolik rahiplerin işlediği tecavüz ve sübyancılık suçlarının piskoposluk yetkilileri tarafından onlarca yıl örtbas edildiğini ortaya koyan bir rapor yayımlandı.
Trier Piskoposluğu çatısındaki cinsel istismar vakalarını araştıran bağımsız komisyonun ara raporuna göre, işledikleri suçların hukuki sonuçlarından korunmaları amaçlanan failler ya piskoposluk içinde farklı bir göreve kaydırıldı ya da Katolik Kilisesi’nin başka birimlerine gönderildi. Ancak bu kişilerin yeni görevlerinde de çocuk ve gençleri istismar etmeyi sürdürdüğü belirtildi. Komisyon, piskoposluğun birçok vakada muhtemel kurbanları koruyacak önlemleri alamadığını belirtti.
Raporda özellikle iki vakaya dikkat çekildi. Bunlardan ilkinde, 1950’li yıllarda, karıştığı birden fazla sübyancılık vakası nedeniyle hakkında tutuklama kararı çıkarılan Paul Krischer isimli rahibin piskoposluk tarafından özel bir girişimle Paraguay’a gönderildiğine işaret edildi. Bir diğeriyse daha önce Avusturya’da çocuk tacizinden suçlu bulunan rahip Franz Engelhardt’a Trier Piskoposluğunda görev verilmesi oldu. Bu rahibin yeni görev yerinde de bulunduğu mevkiyi çocukları taciz etmek için kullandığı belirtildi.
Komisyon, çeşitli dönemlerde görev yapmış piskoposların ve diğer yetkililerin oynadıkları rolün daha kesin ve detaylı şekilde belirlenebilmesi için araştırmalarını sürdürecek.
En az 513 kurban
Yedi kişiden oluşan komisyon, şu ana dek 1946’dan 2021 yılının sonlarına kadar Trier Piskoposluğunun sorumluluğundaki bölgede tespit edilen vakalarda 195 fail ve 513 tecavüz kurbanı olduğunu bildirdi. Komisyon, Trier Üniversitesi’yle birlikte yürütülecek daha detaylı çalışmalar neticesinde bu sayıların artmasının beklendiğini belirtti.
Rheinland-Pfalz eyaletinin eski Adalet Bakanı Gerhard Robbers başkanlığındaki komisyon, 1967-1980 yılları arasında Trier Piskoposu olan Bernhard Stein dönemindeki sübyancılık vakalarına dair raporunu Ekim ayı ortalarında yayımlamayı planlıyor. 1993 yılında ölen Stein, piskopos olduğu dönemde rahiplerin işlediği sübyancılık suçlarını gizlemekle suçlanıyor.
Haziran 2021’den beri incelemelerde bulunan komisyonun çalışmalarının altı yılda tamamlanması bekleniyor.
Almanya
PKK, Almanya’daki en büyük yabancı terör örgütü olmaya devam ediyor

Almanya Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) Başkanı Thomas Haldenwang, uluslararası bir terör örgütü olan PKK’ya karşı Almanya’da da mücadele verildiğini söyledi.
Haldenwang, 2021 Anayasa Koruma Raporu’nun tanıtımında yaptığı açıklamada, PKK’nın, Türkiye’de saldırılar düzenlediğini ve cinayetler işlemeye devam ettiğini belirterek “Almanya’da bağışlar toplayıp bunları Türkiye’de terörü finanse etmek için kullanıyorlar. Almanya, PKK için dinlenme ve geri çekilme alanı olarak görülüyor. Burada da siyasi etki kurmaya çalışıyorlar. Gençleri Avrupa’dan PKK’ya katılmaları için ikna çabalarında bulunuyorlar. Bu bağlamda insanları savaşçı olarak kazanmaya çalışıyorlar. Buna karşı Almanya’da da mücadele ediliyor.” dedi.
Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser de PKK’ya karşı ülkesinin duruşunun değişmediğini vurgulayarak uluslararası terör örgütü olan PKK’ya karşı mücadelenin devam edeceğini söyledi.
Yıllık istihbarat raporuna göre, Almanya’da 14 bin 500 üyesi bulunan PKK terör örgütünün, ülkeyi kaynak toplama ve propaganda faaliyetleri için kullandığı belirtiliyor. BfV’ye göre, terör örgütü PKK geçen yıl Almanya’da 16,7 milyon avro “bağış” topladı. Alman makamları, Suriye ve Irak’ta silahlı saldırılara katılan ve son yıllarda Almanya’ya dönen 150 kadar PKK’lının kimliğini tespit etti.
İngiltere
Almanya’da doktorlardan ‘maymun çiçeği’ uyarısı

Almanya Robert Koch Enstitüsü (RKI), İngiltere’deki insanlarda birkaç maymun çiçeği vakasının görülmesinin ardından doktorları virüs enfeksiyonuna karşı uyardı.
Hastalık belirtileri ateş, baş ağrısı, kas ve sırt ağrısı veya titremedir. Frengiye benzer bir döküntü gelişebilir. Enfeksiyon genellikle hafiftir, ancak şiddetli seyirler de geliştirebilir.
RKI tarafından yayınlanan bir makalede, Birleşik Krallık’taki vakalar göz önüne alındığında, etkilenenler belirli bölgelere seyahat etmemiş olsalar bile, belirsiz çiçek hastalığı benzeri cilt lezyonlarında maymun çiçeğinin olası bir neden olarak düşünülmesi gerektiğini söylüyor. RKI’ye göre, cinsel ilişki yaşayan erkekler, olağandışı cilt değişiklikleri varsa “hemen tıbbi yardım almalıdır”.
İngiltere’de artan maymun çiçeği vakaları
Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Ajansı’na (UKHSA) göre, Büyük Britanya’da kaydedilen nadir hastalık vakalarının sayısı Pazartesi günü yediye yükseldi. Bazı durumlarda, etkilenenlerin nerede enfekte olduğu belirsiz. Yakın zamanda bildirilen dört vaka, diğer erkeklerle cinsel ilişkiye girmiş erkekler de görüldü. Londra’da enfekte oldukları söyleniyor.
Mayıs ayının başında Büyük Britanya’da bilinen ilk enfeksiyonun Nijerya’daki bir enfeksiyondan kaynaklandığı söyleniyor. Buna karşılık İngiliz uzmanlar, maymun çiçeğinin insandan insana kolayca bulaşmadığını ve genel nüfusa yönelik riskin çok düşük olduğunu vurguladı.
Yorumlar