Çin
Çin’in, dünya ülkelerini illegal şekilde borçlandırdığı ortaya çıktı

ABD’de merkezli bir uluslararası araştırma, dünyanın en büyük alacaklısı konumundaki Çin’in borç vermenin hüküm ve koşullarını ihlal ettiğini ortaya koydu.
Rapora göre, Çin, gelişmekte olan ülkelerle olan kredi anlaşmalarının şartları ‘alışılmadık derecede gizli’ yapıyor ve borçluların, diğer alacaklılara göre Çin’in devlet bankalarına geri ödemesine öncelik vermesini gerektiriyor.
Georgetown Üniversitesi’nde hukuk profesörü olan Anna Gelpern’in de dahil olduğu yazarlar, raporda “Çin dünyanın en büyük resmi alacaklısı, ancak borç vermenin hüküm ve koşulları hakkında temel gerçeklerden yoksun” diye yazdı.
Çin’in, Afrika, Doğu Avrupa, Latin Amerika ve Asya’da yüz milyarlarca dolar borç verdiği biliniyor.
William & Mary Koleji’ndeki bir ABD araştırma laboratuvarı olan AidData tarafından üç yıl boyunca derlenen veri seti, 24 düşük ve orta gelirli ülkeyle 100 Çin kredi sözleşmesinden oluşuyor.
Washington merkezli Küresel Kalkınma Merkezi (CGD), Almanya Kiel Enstitüsü ve Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü’ndeki araştırmacılar, AidData’da Çin’in dış kredilerinin yasal şartlarının ilk sistematik değerlendirmesini yapmak için Çin kredi sözleşmelerini diğer büyük kredi verenlerle karşılaştırdı,
“Olağan dışı anlaşmalar”
77 sayfalık rapordaki analiz, geri ödeme şansını artırmak için standart sözleşme araçlarını genişleten anlaşmaların birkaç ‘olağan dışı’ özelliğini ortaya çıkardı.
Bunlar arasında borçluların kredilerin şartlarını açıklamasını engelleyen gizlilik hükümleri, Çinli borç verenlere diğer alacaklılara göre yarar sağlayan gayri resmi teminat düzenlemeleri ve borcu toplu yeniden yapılandırmalardan uzak tutma vaatleri yer alıyor. Sözleşmeler ayrıca Çin’in kredileri iptal etmesi veya geri ödemeyi hızlandırması için önemli imkan sağlıyor.
CGD’de kıdemli araştırmacı ve raporun ortak yazarı Scott Morris, bulguların, özellikle pandemi döneminde daha yoksul ülkelerin mali durumla başa çıkmalarına yardımcı olmak için tasarlanmış “ortak bir çerçeve” üzerinde anlaşmaya varan G20 ülkelerinden biri olan Çin’in bu noktadaki rolünü tartışmaya açtığını söylüyor.
Borç sözleşlelerinin çerçevesinde özel borç verenler de dahil olmak üzere tüm alacaklılara karşılaştırılabilir muamele yapılmasını gerektiyor; ancak incelenen sözleşmelerin çoğunun, ülkelerin bu kredileri eşit koşullarda ve diğer alacaklılarla koordinasyon içinde yeniden yapılandırmasını yasakladığını gösteriyor.
Çin’in kredi sözleşmelerinde bu maddeleri uygulamamasının mümkün olduğunu söyleyen Morris, Reuters’e verdiği demeçte, “Bu çok çarpıcı bir yasak ve Çin’in G20’de verdiği taahhütlere aykırı görünüyor” dedi.
Çin’den 2,1 milyar dolar değerinde borç hafifletmesi
Geçmişte, sadece ülkenin resmi alacaklılarının değil, mali kurumlarının da Afrika ülkelerinin borç sıkıntısını hafifletmek için çalıştığını söyleyen Çin, kasım ayında, G20 programı kapsamında gelişmekte olan ülkelere toplam 2,1 milyar dolar değerinde borç hafifletmesi sağladığını duyurdu.
Bu, ertelenen borç miktarı açısından G-20 ülkeleri arasında en yüksek miktar anlamına geliyor.
Araştırma için incelenen materyaller arasında Kamerun ile yapılan 23, Sırbistan ve Arjantin ile 10 ve Ekvador ile yapılan sekiz sözleşme yer alıyor.
Dünya Bankası, ocak ayında Covid-19 salgınının tetiklediği küresel durgunluğun ciddiyeti nedeniyle birkaç ülkenin acil borç ertelemeye ihtiyacı olduğunu duyurmuştu.
Kaynak: Euronews
Çin
Çinli üst seviye diplomat, Japon Milli Güvenlik yetkilisiyle telefonda görüştü

Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yang Jiechi, Salı günü Japonya Milli Güvenlik Genel Sekreterliği Genel Sekreteri Takeo Akiba ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yang Jiechi, Salı günü Japonya Milli Güvenlik Genel Sekreterliği Genel Sekreteri Takeo Akiba ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Aynı zamanda ÇKP Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi’nin müdürü olan Yang, bu yılın Çin-Japonya ilişkilerindeki normalleşmenin 50. yıldönümünü simgelediğini ve ikili ilişkilerin önemli bir tarihi kavşağa ulaştığını söyledi. Yang, “Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, geçen yıl Ekim ayında Japonya Başbakanı Kişida Fumio ile Çin-Japonya ilişkilerinin yeni dönemin gerekliliklerini karşılayacak şekilde inşa edilmesi üzerine önemli bir fikir birliğine varmıştı” dedi. An itibariyle Çin-Japonya ilişkilerinde eski ile yeni meselelerin iç içe geçtiğini ve ikili ilişkilerde karşılaşılan sıkıntılar ile zorlukların görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Yang, “İki taraf da doğru yönde ilerlemeye devam etmeli, iki tarafın da kazandığı işbirliği tarzına bağlı kalmalı, uzun vadeli durum ile genel durumu göz önünde bulundurmalı, güvenlik konusunda karşılıklı güveni artırmalı, önümüzdeki 50 yılda Çin-Japonya ilişkilerini istikrarlı, sağlıklı ve güçlü bir hale getirmek için ortak çaba göstermeli ve bölgesel barış ile refahı ortaklaşa şekilde korumalı” diye konuştu.
Akiba da Japonya’nın Çin’le işbirliğini derinleştirme, farklılıkları uygun şekilde ele alma ve hassas ikili konular ile uluslararası sıcak gündemlerle ilgili iletişimi güçlendirmenin yanı sıra bölgesel barış ile refahı ortak şekilde korumaya hazır olduğunu söyledi. Yang, Çin’in Taiwan, Hong Kong ve Diaoyu Adaları’nı içeren meselelerdeki ilkeli pozisyonunu netleştirirken; taraflar, uluslararası ve bölgesel meselelerdeki ortak kaygıları üzerine de fikir alışverişinde bulundu.
Çin
Çin’den Avustralya’ya: Ciddi sonuçlara yol açabilecek hatalar yapmamak için söz ve eylemlerde dikkatli olun

Avustralya dün, Güney Çin Denizi’nde askeri gözetim uçağının Çin’e ait savaş uçağı tarafından ‘tehlikeli şekilde’ engellendiğini duyurdu. Çin ise Pazartesi günü Güney Çin Denizi’nde meydana gelen olay sonrası Avustralya’ya tepki göstererek, ‘ciddi sonuçlara’ yol açabilecek ‘yanlış hesaplamalardan’ kaçınmak için ‘dikkatli olun’ çağrısında bulundu.
Çin, Güney Çin Denizi’nin neredeyse tamamında hak iddia ederken yıllardır, Filipinler, Brunei, Malezya ve Vietnam, büyük petrol ve gaz rezervleri içeren bölge üzerinde egemenlik konusunda Pekin ile mücadele veriyor.
ABD’nin bölgedeki en önemli müttefiklerinden olan Avustralya Pazar günü, Pekin’i 26 Mayıs’ta Güney Çin Denizi üzerinde askeri gözetim uçağının Çin’e ait savaş uçağı tarafından ‘tehlikeli şekilde’ engellendiğini duyurdu.
Pekin’i uçağın personelinin güvenliğini tehlikeye atmakla suçlayan Canberra, Çin’e ait bir savaş uçağının bir Avustralya B-8 keşif uçağının önünü keserek yakınından uçtuğunu, ardından hızını artırarak önünü kestiğini belirtti.
Pazartesi günü gazetecilere açıklamalarda bulunan Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Zhao Lijian, “Çin ordusu operasyonlarını güvenlik, standartlar ve profesyonellik açısından operasyonel gerekliliklere uygun olarak yürütüyor. Çin bir kez daha Avustralya’yı temel güvenlik çıkarlarımıza ve endişelerimize saygı duymaya ve ciddi sonuçlara yol açabilecek hatalar yapmamak için söz ve eylemlerde dikkatli olmaya çağırıyor” dedi.
Avustralya, ABD gibi, Güney Çin Denizi’nin çoğunluğunu uluslararası suların bir parçası olarak görüyor. Çinli sözcü, “Çin hiçbir ülkenin seyrüsefer özgürlüğü bahanesiyle egemenliğini ve güvenliğini ihlal etmesine izin vermeyecek” dedi.
Çin-Avustralya ilişkileri yıllardır gergin ve Pekin, Çin’in Asya-Pasifik bölgesindeki etkisini sınırlamak için Avustralya ile ABD arasındaki ittifakın güçlendirilmesine şüpheyle bakıyor. Geçtiğimiz Çarşamba günü Kanada ordusu, benzer şekilde Çin’i, Kuzey Kore’ye uygulanan yaptırımların bir parçası olarak bölgedeki uluslararası hava sahasında gerçekleştirilen uçaklarını tehlikeye atmakla suçladı.
Çin Savunma Bakanlığı Pazartesi günü, Ottawa’yı ‘herhangi bir kışkırtıcı davranıştan’ kaçınmaya çağırarak, “Aksi durumda Kanada bundan kaynaklanabilecek tüm ciddi sonuçlara katlanmak zorunda kalacak” açıklamasında bulundu.
Çin
Çin’in Rusya ile alışverişi ABD’yi kızdırıyor ama yaptırımları ihlal etmiyor

Yabancı gözlemciler, Çin’in petrol ve gaz alımları yoluyla Rusya’ya desteğinin Washington’u kızdırdığını ve ABD’nin misilleme riskini artırdığını söylüyorlar, ancak Pekin’in Moskova’nın Ukrayna’daki savaşına ilişkin yaptırımları aşmasına yardım ettiğine dair bir işaret görmüyorlar.
Pekin’in Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için bir can simidi olarak önemi, Moskova’nın dış gelirlerinin çoğunu oluşturan ana fosil yakıt pazarı olan 27 üyeli Avrupa Birliği’nin petrol alımlarını durdurmayı kabul etmesinin ardından Pazartesi günü arttı.
Çin, yaptırımları hukuka aykırı bularak reddediyor çünkü ABD, Avrupa ve Japonya, Pekin ve Moskova’nın veto edebileceği Birleşmiş Milletler’i dahil etmeden Rusya’yı pazarlarından ve küresel bankacılık sisteminden men etti.
Yaptırımlar Çin, Hindistan ve diğer ülkelerin Rus petrol ve gazını satın almasını engellemiyor. Ancak Başkan Joe Biden, Pekin’in Moskova’nın yaptırımları aşmasına yardım etmesi halinde Xi’yi belirsiz sonuçları konusunda uyardı.
-
Amerika6 gün önce
Avrupa ve ABD havaalanlarında eşi görülmemiş kaos yaşanabilir
-
Gündem1 hafta önce
Yunanistan’da da ABD üslerinin varlığını sorgulayan sesler yükselmeye başladı
-
Gündem5 gün önce
“Başta Albayrak, Soylu ve Külünk’ün olmak üzere AKP’nin 3 troll grubu var; kimi tweet başına para alıyor, kimi aylık maaş”
-
Genel1 hafta önce
Vakıfbank’ta milyarlık vurgun
-
Türkiye2 gün önce
Ayçiçeği ve şeker kıtlığına karşı alarm
-
Türkiye6 gün önce
‘Elektriğe yapılan ‘zam’ değil, sermaye transferidir’
-
Gündem1 hafta önce
Sulama kooperatifinde 300 milyonluk vurgun
-
Gündem4 saat önce
Akaryakıt istasyonları iflasın eşiğinde
Yorumlar