Çin
‘Gemilerinizi karasularımızdan geri çekin’

Filipinler Savunma Bakanı Delfin Lorenzana, “Çin, Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı resifin yakınındaki 220 tekneyi geri çekmeli” dedi. Lorenzana, yaptığı açıklamada, Çin’e ait teknelerin varlığının, bölgenin askerileştirilmesine yönelik “açık ve kışkırtıcı” bir eylem olduğunu ifade ederek, egemenlik haklarını savunma konusunda kararlı olduklarını vurguladı.
Batı Filipinler Denizi Ulusal Görev Gücü tarafından yapılan açıklamada, 7 Mart’ta Güney Çin Denizi’ndeki tartışmalı bir resifin yakınında Çin’e ait 220 teknenin demirlediği kaydedilmişti.
Manila yönetiminin Julian Felipe adını verdiği mercan adaları ülkenin batı şehri Bataraza’ya 324 kilometre mesafede bulunuyor ve Manila bölgenin münhasır ekonomik bölgesi olduğunu ileri sürüyor.
Çin, 1947’de yayımladığı haritayla egemenlik ihtilaflarının yaşandığı Güney Çin Denizi’nin yüzde 80’i üzerinde hak iddiasında bulunurken, yer altı kaynakları açısından zengin bölgede başta Filipinler olmak üzere aralarında Vietnam, Brunei ve Malezya’nın da bulunduğu komşu ülkelerle egemenlik tartışmaları yaşıyor.
Pekin yönetiminin Güney Çin Denizi’ndeki adalara üs inşa ederek egemenlik hakkı iddiasına, bölge ülkelerinin yanı sıra ABD de karşı çıkıyor.
Uluslararası kamuoyunda “Paracel” ve “Spratly” olarak bilinen takım adalar, Vietnam tarafından “Hoang Sa” ve “Truong Sa”, Çin tarafından ise “Şişa” ve “Nanşa Çündao” olarak adlandırılıyor.
Duterte’nin Çin’e olan “yumuşak” tutumu eleştiriliyor
Filipinler’in Başkanı Rodrigo Duterte göreve başladığı 2016’dan beri Çin’in bölgedeki tavrına karşı “yumuşak” bir politika yürütmekle eleştiriliyor.
Uluslararası Tahkim Mahkemesi, 2016’da Filipinler’in başvurusuyla Çin’in, Güney Çin Denizi’nde tek taraflı egemenlik taleplerinin yasal zemini olmadığına karar vermişti. Duterte, Çin’in karşı çıktığı bu karara acilen uyulmasını Pekin’den istememişti. İki yıl önce Filipinler Başkanı konu hakkında yaptığı bir açıklamada, “(Çin Devlet Başkanı) Şi balık avlamayı isterse onu kim engelleyebilir?” demişti.
Çin
İtalya’da Çin’in kurduğu polis karakolları için inceleme başlatıldı

İtalya’da Çin’in yurt dışında yaşayan kendi vatandaşlarını izlemek için kurduğu “polis karakolu” olarak anılan merkezlerin varlığına dair haberler tartışmalara neden olurken, İçişleri Bakanlığı konuya ilişkin inceleme başlattı.
İtalyan L’Espresso dergisinin “Safeguard Defenders” isimli sivil toplum kuruluşuna dayandırdığı haberine göre, Çin’in dünya genelinde 100 kadar kendi halkını izlemeye ve muhalif isimleri ülkeye geri göndermeye yönelik faaliyet gösteren “polis karakolu” bulunuyor.
Söz konusu haberde, bunların 11 tanesinin Çinlilerin yoğun olarak bulunduğu başkent Roma, Floransa, Prato, Bolzano, Milano ve Venedik gibi kentlerde olduğu belirtildi.
Basında yer alan ve gündemde tartışma konusu haline gelen Çin’in İtalyan topraklarındaki “karakolları”na ilişkin değerlendirmelerde bulunan İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi, “Çin merkezlerinin faaliyetlerine dair İtalya Kamu Güvenliği Departmanından herhangi bir yetkilendirme yok. Emniyet teşkilatının, istihbaratla beraber konuyu azami dikkatle takip edeceğini temin ederim. Ben de şahsen takipçisi olacağım. Teyit etmeye çalışıyoruz. Yasa dışı bir durum tespit edilmesi halinde yaptırımları göz ardı etmiyorum.” ifadelerini kullandı.
Konuya ilişkin Corriere della Sera gazetesine konuşan AB Komiseri Başkanı Ursula von der Leyen de AB içinde Çin polis karakollarının varlığına dair haberlerin doğruluğunun teyit edilmesi halinde bunun “kabul edilemez” olacağını bildirdi.
Basındaki haberlere göre, İtalya’da kayıtlı olarak yaşayan 300 bin Çinli bulunuyor.
Çin
Çin Dışişleri Bakanı: Batı, Ortadoğu’nun iç işlerine karışmayı bırakmalı

Çin Dışişleri Bakanı, Suriyeli mevkidaşı ile yaptığı görüşmede ABD ve diğer Batılı ülkelerden Ortadoğu’nun iç işlerine karışmaktan ve bölgeyi kendi standartlarına göre değiştirmeye çalışmaktan vazgeçmelerini istedi.
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad, Çinli mevkidaşı Wang Yi ile video konferans yaptı.
Faysal Mikdad bu görüşmede şunları söyledi: ‘Suriye, Çin ile her alanda işbirliğini ve koordinasyonunu güçlendirmek ve genişletmek istiyor.’
Çin Dışişleri Bakanı da bu görüşmede, Suriye liderliğinin ve halkının Suriye’ye yönelik Batı saldırısına karşı mücadeledeki istikrarını ve çıkarlarını koruyarak ve Suriye’nin egemenliğini ve bağımsızlığını savunarak elde ettiği sonuçları takdir etti.
Wang Yi şunları söyledi: ‘Suriye meselesinin siyasi çözümü, “Suriye liderliğinde ve Suriye mülkiyeti altında” esasına dayanarak ilerletilmeli ve Suriye halkının ülkelerinin geleceğini ve kaderini bağımsız olarak belirlemesine izin vermelidir. Ülkelerinin geleceğine bağımsız olarak karar vermesi gereken Suriye halkıdır. Çin, Suriye’yi komşularıyla ilişkileri geliştirmede desteklemektedir ve bu ülkenin barış ve istikrarı yeniden tesis etmesini ve mümkün olan en kısa sürede Arap Birliği ailesine geri dönmesini umut etmektedir.’
Çin Dışişleri Bakanı, uluslararası toplumdan, Suriye’nin yeniden inşasına yardımcı olmak için siyasi kısıtlamalar olmaksızın Suriye’ye insani yardım sağlamasını istedi.
Wang Yi sözlerine şöyle devam etti: ‘Amerika ve diğer Batılı ülkeler Ortadoğu’nun işlerine karışmamalı ve bölgeyi kendi standartlarına göre yeniden inşa etmeye çalışmamalı ve bölge ülkelerinin egemenliklerine saygı duymanın ve Ortadoğu’nun barışı ve kalkınmasına elverişli işler yapmanın önemini vurgulamalıdır. ABD ve diğer batılı ülkelerden, Ortadoğu ülkelerinin ulusal egemenliğine gerçekten saygı duymalarını istiyoruz. ABD ve diğer batılı ülkeler, bölge halkının ihtiyaçlarını dinleyerek Ortadoğu’da barış ve kalkınmaya katkıda bulunmalıdırlar. Çin, Ortadoğu halkının bölgede barış ve istikrarı sürdürmek ve tarihten geriye kalan sorunları çözmek için gerekli yetenek ve bilgeliğe sahip olduğuna inanmaktadır.
Filistin meselesi her zaman Ortadoğu meselelerinin merkezindedir. Bu mesela kenara atılmamalı ve unutulmamalıdır. Filistin halkının çektiği sıkıntıların devam etmesine izin verilmemelidir. Çin, Filistin meselesini uluslararası gündemin en üstüne koymak için tüm ilgili taraflarla koordinasyonu güçlendirmek istemektedir.’
Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdat da şunları söyledi: ‘Suriye, egemenliğini ve toprak bütünlüğünü korumada Çin’i güçlü bir şekilde desteklemektedir ve iç işlerine yabancı müdahaleye karşı çıkma konusunda onun yanındadır. Gerçekler nihayetinde ABD’nin Uygurlar, Hong Kong ve Tibet hakkında yaydığı söylentileri ortadan kaldıracaktır.’
Faysal Mikdat, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping tarafından sunulan küresel kalkınma girişimini ve küresel güvenlik girişimini takdir ederek şunları söyledi: ‘Suriye bu girişimleri güçlü bir şekilde destekliyor ve bu girişime aktif olarak katılmak istiyor.
Suriye, Çin ile koordinasyonu güçlendirmeye hazırdır ve dünyayı hegemonik güçten uzak tutmak ve dünyanın barış, güvenlik ve istikrara kavuşması için çok taraflılığı kararlılıkla desteklemektedir.’
Çin, Nisan ayında, halkın ekonomisini geliştirme, ticaret yapma ve anavatanlarını yeniden inşa etme hakkını geri verme doğrultusunda Suriye’ye karşı tek taraflı zorunlu yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu ve şunları söyledi: ‘Suriye’deki ekonomik durum karanlık bir durumdadır ve Suriye halkına yardım etme sorumluluğu uluslararası topluma aittir.’ Bu açıklamalar, Mart ayında BM İnsan Hakları Konseyi toplantısında Çin’in Birleşmiş Milletler (BM) misyonundaki üst düzey yetkilisi Jiang Duan tarafından yapıldı.
Jiang Duan bu toplantıda şunları söyledi: ‘Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ve Suriye halkının geçim ve kalkınma hakkı ve tüm bu hakların desteklenmesi resmi olarak tanınmalıdır.’
Çin
Çinli üst seviye diplomat, Japon Milli Güvenlik yetkilisiyle telefonda görüştü

Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yang Jiechi, Salı günü Japonya Milli Güvenlik Genel Sekreterliği Genel Sekreteri Takeo Akiba ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.
Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkez Komitesi Siyasi Büro üyesi Yang Jiechi, Salı günü Japonya Milli Güvenlik Genel Sekreterliği Genel Sekreteri Takeo Akiba ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Aynı zamanda ÇKP Merkez Komitesi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi’nin müdürü olan Yang, bu yılın Çin-Japonya ilişkilerindeki normalleşmenin 50. yıldönümünü simgelediğini ve ikili ilişkilerin önemli bir tarihi kavşağa ulaştığını söyledi. Yang, “Çin Cumhurbaşkanı Xi Jinping, geçen yıl Ekim ayında Japonya Başbakanı Kişida Fumio ile Çin-Japonya ilişkilerinin yeni dönemin gerekliliklerini karşılayacak şekilde inşa edilmesi üzerine önemli bir fikir birliğine varmıştı” dedi. An itibariyle Çin-Japonya ilişkilerinde eski ile yeni meselelerin iç içe geçtiğini ve ikili ilişkilerde karşılaşılan sıkıntılar ile zorlukların görmezden gelinemeyeceğini ifade eden Yang, “İki taraf da doğru yönde ilerlemeye devam etmeli, iki tarafın da kazandığı işbirliği tarzına bağlı kalmalı, uzun vadeli durum ile genel durumu göz önünde bulundurmalı, güvenlik konusunda karşılıklı güveni artırmalı, önümüzdeki 50 yılda Çin-Japonya ilişkilerini istikrarlı, sağlıklı ve güçlü bir hale getirmek için ortak çaba göstermeli ve bölgesel barış ile refahı ortaklaşa şekilde korumalı” diye konuştu.
Akiba da Japonya’nın Çin’le işbirliğini derinleştirme, farklılıkları uygun şekilde ele alma ve hassas ikili konular ile uluslararası sıcak gündemlerle ilgili iletişimi güçlendirmenin yanı sıra bölgesel barış ile refahı ortak şekilde korumaya hazır olduğunu söyledi. Yang, Çin’in Taiwan, Hong Kong ve Diaoyu Adaları’nı içeren meselelerdeki ilkeli pozisyonunu netleştirirken; taraflar, uluslararası ve bölgesel meselelerdeki ortak kaygıları üzerine de fikir alışverişinde bulundu.
Yorumlar