Avrupa
Borrell: Türk imparatorluğu karşısında AB müşterek zemin bulmalı

Avrupa Birliği’nin dış politika kitabında Josep Borrell’den dikkat çeken Türkiye vurgusu. Borell, “Türkiye’nin artık bölgesel güç, iyi ilişkiler Brüksel’in faydasına” dedi.
TÜRKİYE İLE DİYALOĞU SÜRDÜRECEĞİZ
Josep Borrell, “AB, Küresel Güçler, Yeni İmparatorluklar ve Çok Taraflılık” başlığı altında Türkiye ve Doğu Akdeniz’e değindi, “Türkiye ile öne çıkan konularda diyalog yolunu takip edeceğiz.” ifadesini kullandı.
Borrell, AB liderlerinin Doğu Akdeniz konusunda kendisine çok taraflı bir konferans düzenleme görevi verdiğini hatırlatarak, “Çok net olarak yapıcı ilişki yolunu tercih ediyoruz ancak siyasi çizgimiz de açık. Türkiye, uluslararası hukuku ihlal eden eylemlerini tekrarlarsa AB elindeki seçenekleri kullanacaktır.” ifadesine yer verdi.
“TÜRKİYE ÖNEMLİ BİR ORTAK”
Coğrafyanın değişemeyeceğini, Türkiye’nin de bir dizi konuda önemli bir ortak olmaya devam edeceğini vurgulayan Borrell, “Bu durum bizim bu büyük komşuyla tehlikeli karşı karşıya gelme dinamiğinden çıkmamızı sağlamalıdır.” değerlendirmesini yaptı.
Borrell, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de enerji paylaşımının ve Libya’daki çözümün dışında tutulamayacak bir ülke olarak görülmek istediğini vurguladı. Geçen yıl AB’nin dış politikasında ana konulardan birinin Türkiye ve Doğu Akdeniz olduğunu hatırlatan Borrell, “Bugün şu çok açıktır ki AB, Türkiye ve Rusya ile ilişkilerinde doğru dengeyi bulamadığı sürece kıtada istikrarı sağlayamayacaktır.” görüşünü paylaştı.
Göreve geldiğinde Türkiye ile ilişkileri onarmanın kendisi için en zorlu konulardan biri olacağını bildiğini aktaran Borrell, Türkiye’nin Doğu Akdeniz dışında Libya ve Suriye politikalarının da AB’ye uymadığını, 2016’daki göç konulu mutabakatın da iki taraf için beklenen meyvelerini vermediğini kaydetti.
“KIBRIS SORUNU DAHA FAZLA ERTELENEMEZ”
Borrell, Türkiye-AB ilişkilerinde geçen yılın özetini yaparken “Maalesef Türkiye’nin Navtex ilanları ve Oruç Reis ile Barbaros gemilerinin isimleri Brüksel’de her gün kullanılır oldu.” ifadesini kullandı.
Türkiye-AB ilişkilerinin merkezinde Kıbrıs meselesi ve Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkileri bulunduğunu yazan Borrell, bu iki meselenin daha fazla ertelenemeyeceğini vurguladı.
Borrell, Türkiye’nin dış politikasını değerlendirirken de Afrika, Batı Balkanlar, Suriye, Irak, Libya, Dağlık Karabağ’dan bahsetti ve “Türkiye, dikkate alınması gereken bir bölgesel güç haline geldi ve inkar edilemeyecek başarılar elde etti. Maalesef bazı konularda Türkiye’nin uluslararası gündemi ve yöntemleri AB’ninki ile aynı çizgide değil.” ifadesine yer verdi.
“TÜRKİYE İLE GÜÇLÜ İLİŞKİLER AVRUPA’NIN FAYDASINA”
AB’nin aday ülke konumundaki Türkiye’ye soru sorma durumunda olduğunu anlatan Borrell, şunları kaydetti:
“İlişkiler tek yönlü olamaz. AB de Türkiye’ye üzerine düşenleri yaptığında aile üyesi olarak kabul edileceğini göstermeli. Bu noktada 2016’da imzalanan ortak mutabakatta bulunan pozitif gündem hayati rol oynamaktadır. Kısasa kısas dinamiğinden çıkış yolunu bulmalı, iş birliği ve güvene geri dönmeliyiz.”
Borrell, Türkiye ile ilişkilerin gerilemesi halinde AB’nin güçlü tedbirlere başvuracağını yazdı. Kitabın birçok yerinde ilişkileri onarmanın önemine dikkati çeken Borrell, “Türkiye ile iş birliğine dayalı güçlü bir ilişki Avrupa’nın istikrarına büyük katkı sağlar. Aynı şekilde Türkiye için de AB’den daha iyi bir ortak bulmak zor olacaktır.” değerlendirmesini yaptı.
“TÜRK İMPARATORLUĞU KARŞISINDA AB MÜŞTEREK ZEMİN BULMALI”
Borrell, kitabının “Yeni imparatorluklar karşısında AB” başlıklı bölümünde ise Rusya, Çin ve Türkiye’den “yeni imparatorluklar” diye söz etti.
“Yeni imparatorluklarla” ihtilafları müzakere edip barışçıl yollarla çözebilmek için Avrupa’nın gücün dilini öğrenmesi gerektiğini belirten Borrell, şunları kaydetti:
“Avrupa, yakın çevremizde giderek artan şekilde ‘yeni imparatorluklar’ gibi davranan güçlerle karşı karşıya gelmektedir. Geçen yıl boyunca özellikle Doğu Akdeniz’deki durum ve Türkiye ile ilişkilerimiz gergin seyretti. Uluslararası hukuku ve üye ülkelerimizin haklarını savunurken bu büyük komşu ve ortakla müşterek zemin bulmaya çalışmalıyız. Fakat sadece Türkiye de bunu isterse ve buna göre hareket ederse başarılı olabiliriz.”
Rusya, Çin ve Türkiye’nin kendi özelliklerinin ötesinde üç ortak özelliği paylaştığını aktaran Borrell, bu ülkelerin dış dünyaya karşı egemenlikçi ve kendi sınırları içinde otoriter olduğunu, Avrupa’nın paylaşmadığı değerler üzerinde durduklarını yazdı.
Borrell, “Bu ülkeler kendi etki alanlarının tanınmasını ve bunu tüm dış gözlerden korumak isterler. Küresel oyunu değiştirmek istemektedirler çünkü dünyada bugünkü güç dağılımının onların yükseldiği dönemle hiç ilişkisi bulunmamaktadır. Bu noktada tezlerinden tamamen yoksun olmadıklarının kabul edilmesi gerekir.” değerlendirmesini yaptı.
Fransa
Fransa’da kuraklık tehlikesi

Fransa’da kuraklık alarmı: 86 bölgede su kullanımına kısıtlama
Fransa’da, son haftalardaki aşırı sıcak hava dalgalarına, yıl başından bu yana yağış eksikliğinin eşlik etmesiyle artan kuraklık nedeniyle alarm verilirken, ülke genelinde 86 bölgede şebeke suyunda kısıtlamaya gidildi.
Ekolojik Geçiş Bakanlığına ait Propluvia sitesinde yayımlanan haritada, 95 bölgenin 86’sının kuraklıktan etkilendiği kaydedildi.
Azdan çok şiddetliye gri, sarı, turuncu ve kırmızı alarm seviyelerine göre renklendirilen haritada, ülkenin büyük kısmı sarı ve turuncu alarm seviyesinde yer aldı.
Sarı alarm seviyesindeki bölgelerde, tarım amaçlı su dağıtımında yüzde 50’nin altında azalma ve belli saatlerde bahçe ve yeşil alanları sulama ile araba yıkamaya yasak getiriliyor.
Bölge turuncu alarm seviyesindeyse, tarım amaçlı su dağıtımında yüzde 50’den fazla azalma, bahçe ve yeşil alanları sulama ile araba yıkamaya ciddi kısıtlama uygulanıyor.
Ülke genelinde 15 bölgede aktif olan kırmızı alarm durumunda ise tarım amaçlılar dahil hayati olmayan su dağıtımları tamamen durduruldu.
Avrupa
Fransa’da orman yangınlarında on bin kişi tahliye edildi

Avrupa’yı bir süredir etkisi altına alan aşırı sıcaklar orman yangınlarını da tetikliyor. Avrupa’nın güneyindeki orman yangınları binlerce hektar alanı kasıp kavururken, on binlerce kişiyi evlerini terketmeye zorluyor.
Fransa’nın güneybatısında çıkan yangınlar henüz kontrol altına alınamadı. Kavurucu sıcakların kuruttuğu iki ayrı alanda, güçlü rüzgarların etkisiyle yayılan yangınlar salı gününden bu yana devam ediyor. Yangını söndürmek için binden fazla itfaiyeci dokuz yangın söndürme uçağı alevlerle savaşıyor.
Landiras’taki yangın sebebiyle 7 binden fazla hektar alan yandı, 10 bin kişi evlerini terketti.
Bordeaux kentnin güneyindeki Landiras kasabasına yaklaşan yangın tehlikesi nedeniyle yollar kapatıldı, tedbir amaçlı olarak 480 kişinin daha evlerini terketmesi istendi. Böylece tahliye edilenlerin sayısı bine ulaştı.
Yanan bir diğer bölgenin de Atlas Okyanusu kıyısında, Avrupa’nın en yüksek kumtepesi olan Dune du Pilat boyunca yaşanıyor. Arcachon Körfez bölgesindeki yangının 3 bin hektarlık alanda etkili olduğu, gökyüzünü yangından yükselen koyu dumanların sardığı belirtiliyor.
Bölgedeki kamp alanlarından dün tahliye edilen 6 bin kişiye ilaveten bugün de 4 bin kişinin bölgeyi terketmesi istendi. Bölge üç ev ve bir restoranın yandı.
Avrupa
ABD merkezli Uber şirketinin taksi piyasasına savaş açarken hükumetler nezdinde yasaları çiğnemiş

Mobil uygulama üzerinden ulaşım hizmeti veren ABD merkezli Uber şirketinin taksi piyasasına savaş açarken hükumetler nezdinde agresif lobi faaliyetleri yürüttüğü, hatta yasaları çiğnediğini gösteren on binlerce belge sızdırıldı. The Guardian’ın Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu’nun (ICIJ) erişimine sunduğu 124 binden fazla Uber belgesinin en çarpıcısı bölümleri, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron hakkında.
2017 ve 2022 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin galibi Macron, belgelere göre 2014-16 arasında eski Cumhurbaşkanı François Hollande’ın kabinesinde Ekonomi, Sanayi, Dijital İşler Bakanı iken Uber’in Fransız taksi piyasasını sekteye uğratma kampanyasına her türlü desteği vermiş.
Uber Avrupa’da taksici protestoları, taksicilerin Uber sürücülerine attığı dayaklar, Uber ofislerine polis baskınları, Uber yöneticilerinin tutuklanması dahil çok sıkı direnişle karşılanırken, bunu kırmak için en büyük desteği geleceğin Fransa Cumhurbaşkanı’ndan almış.
Rothschild’de çalışmış eski bir banker olan, başa geldikten sonra dayattığı neoliberal politikalar nedeniyle Sarı Yelekler dahil pek çok protestoya neden olan ve ‘zenginlerin cumhurbaşkanı’ lakabını alan Macron, şirketin hükümetteki adamı gibi çalışmış, ‘kabinedeki Uber karşıtlarıyla gizli anlaşma kotardığına’ dair şirkete müjde bile vermiş.
Uber yöneticileri ile dönemin Fransa Ekonomi Bakanı arasındaki kısa mesajlaşmalar ve e-postalar, şirketin Macron’u ‘anahtar müttefik’ diye niteleyip perde arkası çabalarında Macron’dan yardım istediğini, ofislerine baskın yapıldığında yardım istemek için hiç tereddütsüz Macron’la temasa geçtiğini gösteriyor.
İlişki, 2014 sonunda Fransa Ekonomi, Sanayi ve Dijital İşler Bakanı’nın Uber’in kurucu ortağı Travis Kalanick’e “Teşekkürler sevgili Travis. İletişimde kalalım ve birlikte ilerleyelim. En iyisini dilerim, Emmanuel” yazdığı dostluk boyutlarında seyretmiş.
Uber’in ofisleri basıldığında şirketin üst düzey isimleri Macron’a “Rahatsız ettiğim için üzgünüm, ama baskın oluyor, bir şey yapabilir misin” gibi mesajlar göndermiş.
Şirketin Fransa’da yasadışı kabul edilen UberPop hizmetini askıya alması karşılığı, Macron, kabinedeki bakanları UberX hizmetine kolaylık sağlanmasına ikna ettiği müjdesini vermiş, hatta bununla ilgili bir bakanlık kararnamesi geçirmiş.
Yorumlar