Bilim
Aspirin, kovid-19 riskini yüzde 29 azaltıyor
İsrailli bilim adamlarının yaptığı araştırma, günde bir tablet düşük doz aspirinin, koronavirüs (kovid-19) riskini yüzde 29’a kadar azaltabileceğini ortaya koydu. Ateş düşürücü, ağrı kesici etkilerinin yanı sıra bazı virüslere karşı bağışıklık sisteminin daha iyi tepki vermesini sağladığı bilinen aspirinin 1918’de İspanyol Gribi salgınında da kullanılmasından yola çıkan bilim insanları, enfeksiyondan önce düşük doz aspirin kullanımımın kovid-19’a karşı koruyucu etkisi olup olmadığını araştırdı. Bilim adamlarının araştırmasına, İsrail’de 1 Şubat 2020 ve 30 Haziran 2020’deki ilk kovid-19 salgınında test yapılmış 10 bin 477 fazla kişi katıldı. Düzenli olarak günde 75 mg aspirin içenlerde kovid-19’a yakalanma riskinin, aspirin içmeyenlerden yüzde 9’a kadar az olduğu görüldü.Bir veri tabanındaki hastalara ait bilgileri inceleyen bilim adamları düşük dozda (75 mg) aspirin kullananların kullanmayanlardan 14 yaş büyük, diyabet, yüksek tansiyon ve KOAH’a da daha meyilli, fazla kilolu kişiler olduklarını belirtti.
OLUMLU ETKİLERİ GÖZLENDİ
Aspirin alan gruptakilerin virüsü daha az kaptıkları, kaptıklarında ise hastalığı daha çabuk atlattıkları da ortaya çıktı. Sonuçları “The FEBS Journal” dergisinde yayımlanan araştırmaya imza atanlardan Prof. Eli Magen, “düşük doz aspirinin kovid-19’a olası olumlu etkilerini gözlemlemenin umut vadettiğini” belirtti. Aspirinin kovid-19’a karşı bu olumlu etkisinin nedeni tam olarak bilinmese de bilim adamları, ilacın antiviral özelliklerinin bağışıklık sisteminin hastalık yapıcıya karşı tepkisini değiştirme becerisinden kaynaklanıyor olabileceğine inanıyor.
BAŞKA ARAŞTIRMALARLA DESTEKLENMESİ GEREKİYOR
Aspirinin olası olumlu etkilerinin görüldüğü araştırma sonuçlarının farklı ülkelerden, daha fazla hastanın katıldığı başka araştırmalarla da desteklenmesi gerekiyor. Daha önce Amerikalı bilim adamları yaptığı araştırma, hastanede kovid-19 tedavisi gören hastalar arasında düzenli olarak aspirin kullananların virüsten ölme riskinin yüzde 47 daha az olduğu görülmüştü.
Bilim
Singapur’da asayişi robotlar sağlayacak

Singapur toplumundaki yasadışı eylemleri denetlemek için robotlar devriye gezmeye başladı.
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Ulusal Bilim ve Teknoloji Ajansı (HTX) tarafından üretilen Xavier adlı robotlar, bugün itibarıyla başlayan ve üç hafta sürecek bir deneme için Toa Payoh bölgesinde görev yapacak.
Bu robotlardan bazıları yasaklı alanlarda sigara içenlere ve seyyar satıcılara karşı sokaklarda devriye gezecek. Robotlar ayrıca kaldırımda scooter süren ya da motosikletini riskli kullanan kişilere karşı da tetikte olacak.
Robotların üzerine yerleştirilen kameraların 360 derece görüntü yakalayabilme ve gece görüşü özelliği de bulunuyor.
Bu gelişmiş özellikler sayesinde robotlar uygunsuz bir durum olduğunda yetkilileri gerçek zamanlı olarak uyarabilecek.
Robotlar kaydettikleri görüntüleri ana merkeze gönderdiğinde, yetkililer görüntüleri inceleyip durumu değerlendirerek robotları uzaktan kontrol etme şansına da sahip.
Üç haftalık deneme süreci hem robotlarda eksik kalan noktaların giderilmesi hem de video analizlerinin iyileştirilmesi için veri toplamak amacıyla kullanılacak.
Maksimum hızı saatte 5 kilometre olan Xavier’ın bataryası tam şarj edildiğinde 4 ila 5 saatlik enerji sağlıyor.
HTX’in otomasyon bölümü direktörü Cheng Wee Kiang, “Xavier sayesinde yetkili birimleri bir araya getirip işgücü kaynaklarına ilişkin ihtiyaçları karşılayarak tek robotik platformda daha yüksek operasyonel verim elde edebiliriz” dedi.
Kaynak: Independent Türkçe
Bilim
İdrar testi ile kanser hücresi tespit edilebilecek
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden (MIT) bilim adamları, idrarda kanser hücresi tespit edebilen nano-parçacık teşhis aracı üretti.

Çıplak gözle görülemeyen ve 100 nano-metreden daha küçük genişlikte olan aracın ayrıca kanser hücrelerinin vücutta nerede bulunduğunu da görüntülemeye yardımcı olacağı belirtildi.
Araştırmacılara göre, nano-parçacık tespit aracı onay alırsa, kanser hücresi kontrolü için rutin idrar testlerine dahil edilebilecek.
İdrar testinde kanser hücresi bulunduğu takdirde, hastalığın kaynağını teşhis edebilmek için hastaya pozitron emisyon tomografisi çekilmeden önce nano-parçacık verilebilecek.
MIT araştırmacılarına göre, nano-parçacıklar yalnızca kanser hücresinin kaynağını değil, aynı zamanda metastaz yaptığı yani yayıldığı bölgeleri de tespit edebilecek.
Araştırmayı yürüten Profesör Sangeeta Bhatia, aracın birincil tümörler ve metastazlarına yönelik geniş bir sensörü olduğunu ifade ediyor.
Bhatia, nano-parçacığın farelerde hem idrarda kanser hücresi tespit etme hem de kanserin yerini bulmada başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.
Kanser araştırmalarında dönüm noktası mı?
Araştırmacılar basit bir idrar testiyle kanser hücresi tespitinin kanser teşhisinde bir dönüm noktası olabileceğini düşünüyor.
İlaçları ve genleri direkt olarak tümörlere aktarabilmesi ve görüntüleme kalitesini iyileştirmesi nedeniyle nano-parçacıkların tıptaki önemi son yıllarda arttı.
Nano-parçacıklar boyutları itibarıyla kimyasallarla reaksiyona girdiklerinde büyük materyallerden farklı davranıyor. Bu da bilimsel keşiflerde önemli bir rol oynamalarına olanak tanıyor.
Avrupa
İtalya’da tamamen yapay kalp nakli başarıyla gerçekleştirildi

Avrupa’da ilk kez İtalya’nın Napoli kentinde bir hastaya yapay kalp nakli başarıyla gerçekleştirildi.
Fransız şirketi Carmat tarafından geliştirilen biyoprostetik kalp, ABD’deki klinik deney ortamlarında birçok hastaya implante edilmişti. Ancak İtalya’daki yapay kalp nakli, söz konusu ürünün ilk ticari satışı ve kullanımıydı. Carmat şirketi, Aralık 2020’de son etap kalp yetmezliği olan hastalara kalp nakli için Avrupa Birliği’nden onay aldı.
2008’de geliştirilen yapay kalp, biyolojik ve sentetik malzemelerin bir kombinasyonundan oluşuyor.
Napoli’deki Monaldi hastanesi Azienda Ospedaliera dei Colli’deki Kalp Cerrahisi Marisa De Feo’ya göre, Carmat’ın yeni yapay kalbi, daha önce implante ettikleri SynCardia Systems modeline benziyor.
‘Diğer kalplere göre daha az riskli’
Yeni yapay kalbin hastalar için daha az risk teşkil ettiğinin altını çizen Marisa De Feo, “Bu kalbin kullanımı çok daha kolay olduğu zaten açık. Her şeyden önce, gürültülü değil, diğer cihazların en büyük problemi gürültüsüydü. Biyolojik kapaklara sahip olması dekoagülasyona gerek olmadığı anlamına geliyor, bu da tromboz ve kanama riskini azaltıyor” diye konuştu.
-
Amerika5 gün önce
Avrupa ve ABD havaalanlarında eşi görülmemiş kaos yaşanabilir
-
Gündem1 hafta önce
Yunanistan’da da ABD üslerinin varlığını sorgulayan sesler yükselmeye başladı
-
Gündem5 gün önce
“Başta Albayrak, Soylu ve Külünk’ün olmak üzere AKP’nin 3 troll grubu var; kimi tweet başına para alıyor, kimi aylık maaş”
-
Genel1 hafta önce
Vakıfbank’ta milyarlık vurgun
-
Türkiye6 gün önce
‘Elektriğe yapılan ‘zam’ değil, sermaye transferidir’
-
Türkiye2 gün önce
Ayçiçeği ve şeker kıtlığına karşı alarm
-
Gündem7 gün önce
Sulama kooperatifinde 300 milyonluk vurgun
Yorumlar