Connect with us

Türkiye

Facebook nükleer bir saldırıdan bile daha tehlikeli: Türkiye ibneleşmesin!

Siyonist Facebook haddini çok fena aştı. Üstelik bu sefer çocuklarımız üzerinden…

Facebook nükleer bir saldırıdan bile daha tehlikeli: Türkiye ibneleşmesin!
itirazımız var
14 Mart 2021 – 00:12
İbnelik ile gök kuşağının alakası nedir?
 
Gök kuşağı renklerinin, ibneliğin sembolü haline getirilmesine izin verilmemelidir.
 
Gök kuşağı renkleri evrensel bir değerdir. Özele indirgenmesine izin verilmemelidir. Hele ibnelik ile özdeşleştirilmesine asla izin verilmemelidir. Bu hususta kamu oyu baskısı zaten yerince var da, milletimiz tepkisini sözde Türk, özde Sabetayist ve gizli Ermeni basın ve medyanın bitmek bilmeyen baskısında kalmadan, açıkça göstermeli ve hukuki mücadeleler de vermelidir.
 
Neyin doğru, neyin yanlış olduğuna gizli Ermeni ve Yahudi basın ve medya teröristleri de, ibneler de karar veremezler. Genele kıyasla, yok denecek kadar küçük bir azınlık, bütün topluma “görüş” ve “hukuk” dayatamaz. Bunu, gizli kapaklı, çift kimlikli ve art niyetli bir faaliyet ile ise hiç yapamazlar. Bunlar büyük suçlardır ve derhal adalet sistemimizin müdahalesi gerekir.
 
Özellikle Müslüman ve Türk millet vekilleri, halkın dinmek bilmeyen ibnelik karşıtı taleplerine artık bir karşılık vermeli ve mecliste bu yönde mücadele etmelidir. Çünkü İslam dininde ve Türk örfünde ibnelik lanetli bir iştir. Çağdaş, medeni bir Türk’ün, ibnelere karşı mutlaka hoşgörülü olması gerektiği yönünde oluşturulan kamu oyu da art niyetlidir. Bu, çift kimlikli vatan haini sözde Türk ve Müslüman basın ve medya mensupları ile, bunların bürokrasideki, adalet sistemimiz içindeki, tüzel kişilikler, vakıf ve dernekler içerisindeki uzantılarının dayatmasıdır/zorbalığıdır/algı yönetimidir. Bunların iş adamları ve sanayicileri bile, maddi gücünü hukuk dışı ve art niyetli olarak bu maksatla kullanır. Hiç kimsenin bu yönlü baskılara karşı sessiz kalma, aksi görüş beyan etmeme, boyun eğme zorunluluğu yoktur. Daha düne kadar, en önde gelen psikiyatri otoritesi olan Amerikan Psikiyatri Derneği bile, ibneliği çok ciddi bir ruh hastalığı olarak görüyordu. Bir anda, hiçbir tıbbi ve ilmi gerekçe göstermeden hastalık kategorisinden çıkarttılar ama “Neden çıkarttınız?” sorularına, üzerine geçen bu kadar sene zarfında kale alınır cevaplar veremediler, veremiyorlar. Bunun da siyasi, ekonomik baskılar ve tehditler ile, ayrıca Siyonist ve gizli Yahudi basın/medya baskıları ve tehditleri ile sağlandığı açıktır.
 
Sözde İslami parti AKPKK’nin ibneliği serbest bırakan hukuki düzenlemesi sonrasında ülkemizde de ibnelik alıp yürümüştür. Hem bu hukuki düzenlemeler tekrar eski haline getirilmelidir, hem şimdiye kadar sebep olunan manevi/ahlaki zararın telafisi için ibnelik karşıtı bir devlet politikası uygulanmalıdır hem de bu kapsamda daha en baştan gök kuşağının ibnelik sembolü olarak kullanılmasına resmen yasaklama getirilmelidir. Siyonizmin ve #İçimizdekiİsrail‘in, milletimizin fertleri arasından hala ibneleştirmeyi başaramadığı ve toplam nüfusun ezici çoğunluğunu da oluşturan anneler ve babalar, çocuklarına içi sıkılıp daralmadan gök kuşağı renklerinde oyuncaklar oynatabilmeli, resimler çizebilmeli, romanlar okuyabilmelidir.
 
İbnelerin, nedendir ve nasıl bi mantıktır bilinmez ama ‘gurur bayrağı’ dedikleri gök kuşağı renklerinin, eşcinsel toplum tarafından ilk defa kullanımı 1978 yılında San Francisco Gay ve Lezbiyen Özgürlük Günü Yürüyüşü denilen nümayiş sırasında oldu. Ertesi sene de böyle bir kaç kişi bu renkleri kendince bayrak olarak kullandı. Sonra hızla bu renkler ibneleri temsil eden bayrağa dönüştürülmeye başladı. Çünkü dünyanın dört bir tarafında basın ve medyayı kontrolünde tutan Siyonistler de buna zemin hazırlayıp olanca güçleri ile destek verdiler. Bu gün Siyonizmin bir kuruluşu olan ve asıl sahipleri CIA ile MOSSAD olan Facebook da, aynı art niyetle hareket ederek, ‘Medeni bir insan mutlaka ibne dostu ve ibneliğe hoş görülü olmalıdır. İbnelere anlayış gösterip kıymet vermek ve haklarını(!) korumak medeni olmanın gereğidir.’ şeklinde acayip tuhaf ve hukuksuz bir algı oluşturarak, on milyonlarca Türkiyeli Müslümanın, eşcinsellik karşıtı paylaşım/propaganda hakkını bile, tamamen hukuk dışı ve keyfi şekilde engellemeye çabalıyor.
 
Türkiye ve Türk milleti Hristiyan da, Yahudi de, Siyonist de değildir. Kaldı ki Hristiyan milletler bile, Papalık bile, bütün Siyonist oyunlarına rağmen hala bu art niyetli ibneleştirme politikalarına teslim olmamıştır. Bunların da ezici çoğunluğu ibnelik karşıtıdır ama basında, medyada gereğince yer bulamazlar hatta hukuksuz şekilde büyük bir baskı altına alınmışlardır, bu hususlarda özgürce konuşamazlar. Yüzde 98’i resmen Müslüman olan ülkemizde, eşcinsellik serbest bırakılamaz. Demokrasi çoğunluğun taleplerinin yerine getirilmesi ise, cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesi ise, Türkiye bir hukuk devleti ise, toplumdan bitmek bilmeyen devasa tepkiler uzun yıllardır yükselirken, buna rağmen şu anda hala ibneliğin serbest olması hem demokrasiye, hem cumhuriyete hem de hukuka terstir. Nerede kaldı çoğunluğun tercihleri, nerede kaldı halkın talepleri ve kendi kendini yönetmesi?
 
İbneliğin yeniden suç sayılması, gök kuşağı renklerinin ibnelerin eliden kurtarılması için gereken mücadele toplumun her ferdi, tüzel kişiliği, kurum ve kuruluşlar tarafından hukuki sınırlar dahilinde büyük bir ciddiyetle, basın, medya ve sosyal medya imkanları da kullanılarak verilmelidir. Gayret edin, haklarınızı bilin, tepkinizi gösterin de #Türkiyeİbneleşmesin

Ruslar ülkelerinin geleceği için cinsi sapıklıklara karşı çok ciddi önlemler aldılar..

Bu günümüzde, çoğunlukla Hristiyan nüfusa sahip olan Rusya, bu gibi bir mücadeleyi devlet imkanları ile son yıllarda mecburen veriyor. Çünkü AIDS’li sayısı 950 bini geçti. Bu tedbirleri almasa, bu mücadeleyi vermese, birkaç on yıl içinde bu sayının birkaç katına katlanarak artmış olacağına kesin gözü ile bakıyorlar.
 
Özellikle Siyonist Facebook’un, ibnelik hakkındaki gerçekler böyle iken, ibnelik-AIDS bağlantısına dair hiçbir hakaret ve tehdit içermeyen tamamen bilimsel çalışmaların neticesine dayanan yazıları/paylaşımları bile, tamamen hukuksuz şekilde kaldırmasına ve 80 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını keyfi şekilde sansürlemesine karşı büyük bir mücadele verilmelidir.
 
Müslümanların ve Türklerin ve hatta hiç bir milletin ve din mensuplarının, neye inanıp neye inanmayacağını, neyi savunup neye karşıt olacağını gerçek sahibi CIA ve MOSSAD olan Facebook belirleyemez. Ya da ‘İkinci İsrail’ denilen ve Siyonizm tarafından idare edilen Amerika da belirleyemez. Hiç kimse, Facebook bir Amerikan şirketidir diye, Facebook kullanabilmek için kendi görüşlerinden, inançlarından, hukuki kabullenişlerinden vazgeçip Amerikan yasalarına uymak ya da Amerikan yasalarına göre bile suç teşkil etmeyen ama Facebook’un zorbaca kaldırdığı paylaşımlara ve zorbaca uygulamalarına razı olmak zorunda değildir. Her medeni insanın ibnelik karşıtı olmak, hukuki sınırlar dahilinde ibnelik karşıtı görüş beyan etmek ve mücadele vermek hakkı var. Bunu hiçbir güç engelleyemez.
 
Pek çok devlet, pek çok ciddi toplumsal sorununu, sağlık sorununu, ruh sağlığı sorununu çözebilmek için öncelikle toplumunu Facebook’tan kurtarmak yolunu tercih etti, ediyor. Gözünüzü Türk cumhuriyetlerine ,Rusya’ya, Çin’e ve daha çok sayıda ülkelere bir çevirin, göreceksiniz ki Facebook’a karşı, nükleer bir saldırıdan daha ciddi bir endişe ile tedbirler alınmış, alınıyor.
Devamını okuyun
Yorum yapmak için tıklayınız

Bir yorum yapın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

Süleymancılara ait Fazilet Yapı davasında Melih Gökçek de müdahil

15 Mart 2023 – 14:50


Süleymancılar soruşturmasında yeni gelişme: ‘Ucu Ankara’ya çıktı, Melih Gökçek’in adı geçiyor’

Hakkında dolandırıcılık soruşturması yürütülen ‘Fazilet Yapı’ şirketi yöneticilerinin, Ankara’daki Ata Yapı’nın da yönetiminde olduğu ortaya çıktı. Dosyada Melih Gökçek’in de adı geçiyor.

Süleymancılar tarikatı yönetimindeki ‘Fazilet Yapı’ şirketi ile ilgili birçok isme yönelik, “Dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık, tehdit ve şantaj” suçlarından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturmalar başlatılmıştı. Fazilet Yapı yöneticilerinin, Ata Yapı’nın da yöneticileri olduğu ortaya çıktı.
Ankara’da konut satışı adı altında yurttaşları dolandırarak mağdur ettiği belirtilen ‘Ata Yapı’ isimli şirkette gizli ortak olduğu iddia edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Eski Başkanvekili ve Fazilet Partisi Kurucusu İsmail Alptekin hakkında soruşturma başlatıldı. Dosyada Eski Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek’in ismi de geçiyor.
‘Gizli ortak eski vekil İsmail Alptekin’
Fazilet Yapı San. ve Tic. Ltd. Şti. isimli şirketin gizli ortağı ve isim babası olduğu iddia edilen TBMM Eski Başkanvekili Fazilet Partisi Kurucusu İsmail Alptekin ile firma yetkilileri hakkında ‘özel ve kişisel verileri ele geçirmek, tehdit ve şantaj’ suçlarından soruşturma başlatıldı. Ata Yapı yöntemlerini sürdüren Fazilet Yapı yöneticilerine yönelik, tehdit ve şantaj suçlamalarıyla haklarında yine suç duyurusunda bulunulduğu bilgisine ulaşıldı. Soruşturma dosyasında İsmail Alptekin hakkında ‘gizli ortak’ ifadeleri geçiyor.
Melih Gökçek’in de adı geçiyor
soL’un ulaştığı bilgilere göre, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma da, ‘özel ve kişisel verileri ele geçirilmek suretiyle tehdit ve şantaj’ yapıldığına ilişkin ifadeler ortaya çıktı. Dosyada, şirket yetkilileri S.Ç., H.H., M.Ç., H.N.Ç., F.S.Ç., T.Ç. ve S.Ç. ile birlikte Fazilet Parti kurucusu İsmail Alptekin ile Ankara Büyükşehir Belediyesi Eski Başkanı Melih Gökçek, Fazilet Yapı isimli şirkette ‘gizli ortak’ olduğu iddiasının bilgisine ulaşıldı.

‘Ata Yapı’ ile başlamışlar, ‘Fazilet Yapı’yla devam ediyorlar

Konuya ilişkin konuşan şikayetçi T.A., “Ankara merkezli ‘Ata Yapı’ firması üzerinden bir çok insanı dolandırarak mağdur ettikleri için yargılanan suçlular hakkında adil bir yargılama olmamış diye düşünüyorum. Belli ki mahkemelere de devlet gücünü kullanarak siyasi anlamda müdahale edilmiş ki, şüpheliler günümüze kadar elini kolunu sallayarak gelebilmiş. Kaldı ki yine aynı yöntemlerle bu defa ‘Fazilet Yapı’ ismiyle vatandaşları mağdur etmeye de devam ediyorlar. Haklarında bir çok suç duyurusu ve bazı yargılamalar yürütülürken, şüphelilere yönelik yeni şikayetler de yağıyor. ‘Ata Yapı’ da başlayan eylemler, ‘Fazilet Yapı’yla devam ediyor” ifadelerini kullandı
‘Geçmişte önlem alınsaydı, bugün bu yaşananlar olmazdı’

T.A. açıklamalarına şöyle devam etti:
“Şahsımızı da dolandırdıkları için haklarında soruşturma yürütülen şüpheliler haklarını arayan mağdurları susturmak için de, kişisel verileri ele geçirmek’ suretiyle tehdit ve şantaj yaptılar. Geçmişte önlem alınsaydı eğer, bugün yapılan bu eylemler olmaz ve mağdur olan bizlerin başına da bunlar gelmezdi. Tedbir alınamıyor, ve suçluların hala korunduğunu düşünüyorum. Haklarında halen de hiç bir şey yapılamıyor. Geçmişte önlem alınsaydı, bugün bu yaşananlar olmazdı.”

‘Öldürseler de haklı mücadelemden vazgeçmeyeceğim’

T.A., şikayet dilekçesinde de, “Şüphelilerle aramda dolandırıcılık eyleminden ötürü husumet vardır. Kendileri müteahhitlik firmaları üzerinden daire satacakları vaadiyle dini duygularımızı da istismar ederek, ailemle beni kandırmış ve peşin ücret almışlardır. Daha sonra yıllarca oyalamışlardır. Bu konularda kendileri hakkında evvelce yargıya başvurdum ve bu nedenle de bazı dosyalar mevcuttur. Bu mücadelemden beni vazgeçirmek için karşı taraf yeni baskılar, şantajlar, tehditlerde bulunmaktadır. Devlet görevlileri ile birlikte özel ve kişisel bilgileri ele geçirmek suretiyle şahsıma ve aileme tehdit ve şantaj yapılmaktadır.

Kamu görevlileri de yetkilerini kötüye kullanarak bu suça iştirak etmiştir. Beni öldürseler bile haklı bu davamdan vazgeçmeyeceğim için yeni tarihli bu suçları da ihbar etmek istiyorum” ifadelerine yer verdi.
Ne olmuştu? 

Süleymancılar Cemaati yönetimindeki “Ümraniye Fazilet Yapı-Fazilet Emlak” firması ile aralarında cemaat lideri Alihan Kuriş’in yardımcısının da bulunduğu birçok isim hakkında; “Dini duyguları istismar ederek dolandırıcılık”, “tehdit ve şantaj” gibi suçlardan soruşturma başlatılmıştı. Konut satın alan ve ödemesini de peşin yaptıkları halde dolandırılan mağdurlardan T.A.’nın şikayetiyle başlatılan soruşturmalara ilişkin yayınlanan haberlerin kaldırılması için T.A.’ya tehditlerde bulunan dolandırıcılar hakkında şikayetçi olan mağdur sayısı da artmıştı.

Son olarak, Cemaat lideri Alihan Kuriş, ”Ümraniye Fazilet Emlak-Fazilet Yapı adı altında cemaat bünyesinde görevli bulunan Selim Çifçi, Seyfettin-Seyfi Çifçi, Mehmet Çifçi, Tunahan Çifçi, Fatih Sühan Çifçi ve Hamza Hatipoğlu ile hanım gruplarından Havva Nihal Çifçi, Melek Çifçi, Sevim Çifçi, Anastassıa Çifçi ve bu kişilerin birinci derecedeki yakınları ile cemaatimiz ilişiğini kesmiştir. Bundan böyle bu kişilerin kurslarımıza girişleri ve kendileriyle görüşülmesi kesinlikle yasaklanmıştır” şeklinde kamuoyuna duyuru yapmıştı.

Tamamını okuyun

Türkiye

Yeşilay da AKPKK’nin çiftliğine dönmüş

5 Mart 2023 – 11:22

Depremde etkisiz kalan Kızılay’ın yönetimin çok sayıda AKPKK’linin yüksek maaşlarla atanması tartışılmaya devam ederken 103 yıl önce kurulan Yeşilay’ın da benzer durumda olduğu ortaya çıktı.

Sağlık Bakanlığı’nın 291 milyon TL aktardığı Yeşilay’ı Erdoğan’ın kızı Esra Albayarak, eski TÜGVA müdürü ve çok sayıda AKPKK’li yönetiyor.

Depremzedelere göndermesi gereken çadırları ve yardım malzemelerini satan Kızılay gündemdeki yerini korurken 103 yıl önce kurulan Yeşilay da iktidarın arka bahçesine dönüştürüldü. Yeşilay’ın da neredeyse tüm yöneticileri tıpkı Kızılay’da olduğu gibi AKPKK’li veya iktidarla yakın ilişki içerisinde olan isimler. İktidarın Yeşilay’ı bu kadar önemsemesinin nedeni ise milyonlarca liralık bütçesi.

Sağlık Bakanlığı’nın 2022 Yılı Faaliyet Raporu’nun “Kâr Amacı Gütmeyen Kuruluşlara Yapılan Transferler” başlıklı bölümünde yer alan bilgiye göre, bakanlık kasasında Yeşilay’a 291 milyon 354 bin TL aktarıldı. Ayrıca Sağlık Bakanlığı’nın son son 8 yılda Yeşilay’a aktardığı toplam para ise tam 844 milyon 984 bin lira olarak açıklandı.

Yalı tahsis edildi

İstanbul Sarayburnu’ndaki tarihi Sepetçiler Kasrı 2011’de Yeşilay’a tahsis edildi. Tarihi yapı Yeşilay Genel Merkezi olarak kullanılıyor. Öte yandan 2021’de tarihi Sirkeci Garı sahasında bulunan liman bölgesi, Yeşilay’a 49 yıllığına tahsis edildi.

Milyonlar akıyor

♦ 2015: 15 milyon TL
♦ 2016: 15 milyon 930 bin TL
♦ 2017: 16 milyon 443 bin TL
♦ 2018: 116 milyon 322 bin TL
♦ 2019: 93 milyon 289 bin TL
♦ 2020: 148 milyon 548 bin TL
♦ 2021: 163 milyon 83 bin TL
♦ 2022: 291 milyon 354 bin TL

Toplam: 8 YILDA 844 MİLYON 984 BİN TL

AKPKK’liler yönetimde

Esra Albayrak (Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak, ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın eşi)

İlyas Kaya (AKPKK’li eski Bakan Fatma Betül Sayan Kaya’nın eşi)

Ahmet Kaan (Önder İmam Hatipliler Derneği’nde genel başkanvekilliği görevini yürütüyor)

Ülkenur Büke (2019 yerel seçimlerinde AKPKK’den Silivri Belediyesi meclis üyeliğine seçildi)

Salih Çil (İBB’de çalıştı, Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜGVA’da müdürlük yaptı)

Safa Koçoğlu (Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı. Aile Bakanlığı’nda müşavir olarak çalıştı)

Faruk Kacır (AKPKK döneminde İBB’de yöneticilik yaptı. PTT’de müdürlük yaptı)

Samet Koca (Bilal Erdoğan’la birlikte Türkiye Gençlik STK’ları Platformu’nda yöneticilik yaptı)

Suna Üstüner (İçişleri Bakanlığı’nda daire başkanı)

Harun Mertoğlu (Saray’a bağlı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu’nda (TİHEK) yer alıyor.)

Salih Kaygusuz (Erzurum İl Milli Eğitim Müdürü)

Tamamını okuyun

Gündem

Tolgahan Demirbaş, cinayetten dokuz ay önce Sinan Ateş’in peşine düşmüş

3 Şubat 2023 – 12:47

Gazeteci Barış Terkoğlu, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş’e yönelik suikastla ilgili yeni bilgileri paylaştı. Buna göre eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş, cinayetten dokuz ay önce Ateş’in peşine düşmüş.

MHPKK Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın ve MHPKK Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz’a yakınlığıyla bilinen Demirbaş’ın cinayetin siyasi ayağındaki kritik halka gibi göründüğünü dile getiren Terkoğlu, “Haliyle, devletin cinayeti çözmeye çalışan kanadı onun üstüne yoğunlaşırken soruşturmanın yukarıya doğru uzanmamasını isteyen bir başka taraf ise Demirbaş’ı kurtarmaya çalışıyor” ifadesini kullandı; ardından şu bilgileri verdi:

“(…) Peki Tolgahan Demirbaş’la ilgili deliller neler?

Ankara’da soruşturmayı yürütenler bu soruya ‘çok’ yanıtını veriyor. Ancak bugün size kulislerden değil, soruşturma dosyasının içindeki somut bilgilerden bahsedeceğim.

Önce bir kafeden söz edeyim: Marco Pascha. Kafe Kayseri merkezli. Ankara’daki şubeleriyle büyümüş. Sahibi olan Aytaç Ataç ise 11 yıldır buranın başında. Ataç’ın, Ankara Gölbaşı’nda şirketi Selçuklu AŞ. adına kayıtlı, 74 dönümlük bir arazisi var. Gözlerden uzak bir çiftliği bulunuyor.

Aytaç Ataç, Sinan Ateş cinayetinde gözaltına alındığında, kimse neler olduğunu anlamadı. Ta ki 23 Ocak’ta Emniyet’te verdiği ifadeye kadar…

Anlattığına göre Tolgahan Demirbaş ile 8 senedir arkadaştı. Ataç, ‘Tolgahan Demirbaş’ı eski Ülkü Ocakları başkan yardımcısı olarak bilirim’ diye anlatıyor. Demirbaş, Ataç’ın kafesine nargileye geliyor, çiftliği, sahibi Aytaç Ataç olmadan da kullanıyor.

Sinan Ateş’in katledildiği 30 Aralık günü, cinayetten 2.5 saat önce, saat 11 civarında, Demirbaş, Ataç’ı aradı. ‘Bugün çiftliğe gidecek misin’ diye sordu. Ataç, ‘Gitmeyeceğim’ dedi.

Ataç, saldırıyla ilgisi olmadığını, cinayeti sosyal medyadan öğrendiğini iddia ediyor. Cinayet sonrasında Ataç ile Demirbaş arasında bir konuşma olmuş. Ataç, Demirbaş’ı arayarak Sinan Ateş’e saldırıyı sormuş. Demirbaş, bilgisi olmadığını söyleyerek kapatmış. Birkaç gün sonra da aynı diyalog geçmiş. Peki gerçekten öyle miydi?

Yanıtı için, size tutuklanan bir başka isimden, Çağlar Zorlu’dan bahsedeyim. Diyeceksiniz ki Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç, Tolgahan Demirbaş arasında nasıl bir ilişki var?

Ataç, Çağlar Zorlu’yu nasıl tanıdığını polise şöyle anlattı:

‘Çağlar Zorlu’yu, 2-3 yıl kadar önce, Kayseri’den bir arkadaşım vasıtasıyla tanıdım. Çağlar’ı bana tanıştıran arkadaşım, MİT’te memur olarak görev yaptığını söylemişti. Daha sonra Çağlar’ın Kömür İşletmeleri’nde çalıştığını öğrendim. 2022 yılının ocak veya şubat ayında, kafeme müşteri olarak geldiklerinde, aynı masada oturduğumuz için tanıştırdım.’

Bu üç kişinin tanışıklığının, Sinan Ateş cinayetiyle ne ilgisi var? Bunu da Ataç kendisi söylesin:

‘2022 yılının mart ayında, Tolgahan ve Çağlar yanımda oturduklarında, Tolgahan, Çağlar’a, ‘bir adres bulmamız lazım, yardımcı olabilir misin’ dedi. Çağlar da ‘yardımcı olabilirim’ dedi.’

Kimin adresini istemiş olduğunu tahmin ediyorsanız, doğru bildiniz. Ataç kendisi söylesin: ‘Çağlar daha sonra kafeye geldiğinde, Tolgahan’ın kendisinden istemiş olduğu adresin, Sinan Ateş’in adresi olduğunu bana söyledi.’

Sanırım anlaşıldı. Polisin ve savcılığın elindeki bilgiye göre, Ülkü Ocakları Yöneticisi Tolgahan Demirbaş, cinayetten 9 ay önce, Sinan Ateş’in peşindeydi. Devletin imkânlarıyla takip etmeye çalışıyordu. Çağlar Zorlu’dan yardım istedi. O da etti.

Ataç, 23 Ocak’ta sevk edildiği savcılıkta, daha kritik bir ayrıntıyı itiraf etti:

‘Çağlar, bana, ‘Abi bunlar benden konum istiyorlar, bir arkadaşın (Sinan Ateş) kulağını çekeceklermiş, yardım istiyorlar’ dedi.’

Ataç’ın anlattığına göre, Tolgahan Demirbaş, Çağlar Zorlu’ya, Sinan Ateş’in telefonunu göndermişti. Cep telefonu sinyallerinin verdiği konum bilgilerinden takip edeceklerdi. Peki, neden Çağlar Zorlu’dan istediler? Avukatı, mahkemede şöyle açıkladı: ‘Müvekkilim eski bir MİT çalışanı olduğu için böyle bir talepte bulunuyorlar, açıkçası bunu kullanmak için yardım istiyorlar.’

Peki verdi mi? Zorlu, konum bilgilerini vermiş. Ancak kendisinin anlattığına göre, Sinan Ateş’in öldürüleceğini bilmiyormuş, hatta numaranın onun olduğunu bile bilmiyormuş, konum bilgilerini de uyduruyormuş.’

Bir telefon konuşması da Ataç ile Zorlu arasında oldu. Zorlu şöyle anlattı:

‘Olayın olduğu gün, Aytaç Bey beni saat 13.30-14.00 sıralarında telefonla aradı. ‘Sinan Ateş öldürüldü, sana bir şeyler sorulmuştu ya, onların hepsini sil’ dedi.’

Zorlu’nun ifadesi gösteriyor ki, cinayetin hemen ardından Ataç, Demirbaş ile Zorlu arasındaki mesajları, yani cinayet delillerini ortadan kaldırmak istemiş. Aytaç Ataç ise aradığını kabul ediyor. Ancak ‘Sil’ dediğini kabul etmiyor: ‘Tolgahan ile görüşmelerini bildiğim için dikkat et’ dedim’.

Aklınızda kaldı, biliyorum. Cinayet günü, Tolgahan Demirbaş’ın, Aytaç Ataç’ı araması, çiftliğin boş olup olmadığını sorması… Yoksa cinayetin tetikçiliğini yapan, halen de bulunamayan Eray Özyağcı, ilk olarak o çiftliğe mi götürüldü? Aytaç Ataç, 23 Ocak günü, savcıya şunu söyledi:

‘Tolgahan, olay günü benim çiftliğime gittiğini ancak orada atış yaptığını, mangal yakmak istediğini söyledi.’

Cinayetten önce ‘Çiftlik boş mu’ diye soran Tolgahan Demirbaş, cinayetin ardından çiftliğe gitmiş. Eldeki veriler, tetikçinin de o çiftliğe götürülmüş olabileceğini gösteriyor.

Hatırlayın, önceki saldırı, mart ayında, aynı odak tarafından, Mersin’de Sinan Ateş’e yakın olan Çağrı Ünel’e yapılmıştı. Saldırganlar Ünel’i Ziraat Bankası’nın önünde sıkıştırmıştı. Belli ki orada da telefon sinyalinden konum tespiti yapıldı.”

Tamamını okuyun
Advertisement
Sağlık1 ay önce

Kediler insanlar için ölümcül olabilecek hastalıklar taşıyor

Sağlık1 ay önce

Kedilerden insanlara geçen bazı hastalıklar ve korunma yolları

Amerika5 ay önce

ABD’nin borç “şımarıklığı” ciddi maliyet riski taşıyor

Gündem6 ay önce

Süleymancılara ait Fazilet Yapı davasında Melih Gökçek de müdahil

Türkiye7 ay önce

Yeşilay da AKPKK’nin çiftliğine dönmüş

Gündem8 ay önce

Tolgahan Demirbaş, cinayetten dokuz ay önce Sinan Ateş’in peşine düşmüş

Avrupa8 ay önce

İtalya’da 418 sübyancı rahip tespit edildi

Amerika8 ay önce

ABD’nin askeri denizaltılarının hazin sonu…

İngiltere8 ay önce

İngiliz halkı fişlendi

Amerika8 ay önce

Mali kriz nedeniyle ABD’de işten çıkarma dalgası büyüyor

İngiltere8 ay önce

İngiltere’de bazı çocuk bakım evlerinde çocuklar dövüldü ve dışarıda bırakıldı

Amerika8 ay önce

Kanada ‘kültürel soykırım’ nedeniyle 2.8 milyar dolar ödeyecek

Asya8 ay önce

Japonya’dan G7 liderlerine uyarı: Tayvan sıradaki Ukrayna olabilir

Genel8 ay önce

Emekli amirali ‘sıkarız kafasına’ diye tehdit etmişti: Savcının bulamadığı Çelik, Bahçeli’nin yanında çıktı

Amerika8 ay önce

Ders vermeden 900 bin dolar kazandı

Türk Dünyası8 ay önce

Kıbrıs’ta santral arızaları nedeniyle elektrik kesintileri yaşanıyor

Türkiye9 ay önce

ÇAYKUR, borcu borçla kapatmaya çalışıyor

Amerika10 ay önce

Elon Musk Trump’ın hesabının askıya alınma sürecini de ifşa etti

Genel10 ay önce

İsmailağa Cemaatinde yaşanan cinsi sapıklığın skandal ses kayıtları

İngiltere10 ay önce

İngiltere’de grev dalgası genişliyor

Çin10 ay önce

İtalya’da Çin’in kurduğu polis karakolları için inceleme başlatıldı

Genel10 ay önce

Batılı devketlere Ankara’da terör saldırısı  uyarısı

İngiltere10 ay önce

İngiltere’de mali kriz nedeniyle iş bırakmaları ve grevler artıyor

İslam10 ay önce

Mus’ab bin Umeyr (r.a.)

Türkiye10 ay önce

Alihan Kuriş ve çetesine dolandırıcılıktan suç duyurusu

Yorumlar

Nübüvvet’in İlk Yılların… için Ali KEMER
Sözde koronavirüs aşılarının k… için Abdurrahman Aydın
Sözde İçişleri Bakanı Süleyman… için Hasan
Marmara Denizi’nin dibi… için Abdurrahman Aydın
Japonya’da yeni bir örde… için Abdurrahman Aydın
Metafizik savaşta bozguna uğra… için Abdurrahman Aydın
Vatandaşa tam kapanma eziyeti… için Abdurrahman Aydın
İngiltere’de aşı yaptıra… için Abdurrahman Aydın
Etna Yanardağı tekrar lav püsk… için Abdurrahman Aydın
Reuters: Büyük Türk bankaları… için Abdurrahman Aydın
İsrail’de Pfizer/BioNTec… için Abdurrahman Aydın
Japonya’da yanardağ patl… için Abdurrahman Aydın
İsrail’de Pfizer-BioNTec… için Abdurrahman Aydın
Endonezya’da kayıp deniz… için Abdurrahman Aydın
Fransa’da askerlerden Macron… için Hasan

Öne Çıkanlar

Copyright © Haber Özel TV sitesi bir Akademi Dergisi - Mehmet Fahri Sertkaya projesidir.